2 | Yargıtay Hukuk Genel Kurulu | 2017/71 E. 2020/483 K. (30/06/2020) | Telif tazminatın saptanmasında meslek birliğinin temsile yetkili olduğu tüm repertuvar esas alınarak karar verilmesinin hukuka uygun olmadığı / maddi tazminat davası ile md 68 kapsamında tazminatın refi ve telif tazminatı davasının farkları | Uyuşmazlık; müzik eserlerinin umuma açık mahallerde izinsiz olarak kullanılması hâlinde davacı meslek birliğinin FSEK’in 68. maddesi kapsamında talep ettiği bedelin hesaplanmasında sadece kullanıldığı kanıtlanan eserin fonogram yapımcısı ile sözleşme yapılsaydı ödenmesi gereken bedelin mi yoksa meslek birliğinin takip yetkisine sahip olduğu tüm eserlere ilişkin tarifede belirlenen bedelin mi esas alınacağı ve FSEK’in 68. maddesi gereğince bedele karar verilmesi durumunda somut olayda hükmün ilanının gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır. Mali haklara tecavüz hâlinde ref yöntemlerini belirleyen ve özel bir hüküm olan FSEK’in 68. maddesi gereğince açılacak “bedel” davası kusurlu davranış unsuru aranmadan açılan bir dava olup, haksız fiil sebebiyle açılan tazminat davalarıyla karıştırılmamalıdır. Zira mali haklara tecavüz hâlinde kusurlu davranış unsuruna bağlı olarak ve haksız fiile ilişkin hükümler çerçevesinde açılacak maddi tazminat davası FSEK’in 70/2 maddesinde düzenlenmiştir. FSEK’in 68. maddesine dayanılarak açılan bir davada ayrıca FSEK’in 70/2 maddesi gereğince maddi tazminat talep edilmesi mümkün değildir (Öztan, s. 650.). Çünkü FSEK’in 68/1 maddesi gereğince bedelinin üç katına hükmedilmesiyle hak sahibinin zararı rahatlıkla karşılanacaktır. Ancak FSEK’in 68/1 maddesi gereğince hükmedilen “medeni ceza” niteliğindeki bedel hak sahibinin zararının altında kalıyorsa, mütecavizin kusurunun ispat edilmesi şartıyla FSEK’in 70/2 maddesi gereğince maddi tazminat talebinde bulunulmasının önünde engel yoktur (Öztan, s. 650.). FSEK’in 68/1 maddesi gereğince belirlenecek bedelin, farazi bir bedel olduğu ve bu bedelin belirlenmesi bakımından da iki yöntemin benimsendiği, sadece tecavüzün haksız fiil olduğu varsayımından hareket edilmediği anlaşılmaktadır. Bu yöntemlerden birincisi, bedelin “hak sahipleri ile sözleşme yapılmış olması hâlinde isteyebileceği bedele” göre belirlenmesi, ikincisi ise “bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedele” göre belirlenmesidir. Bu yöntemlerin uygulanma alanları farklı olduğu için iki yöntem arasında bir öncelik, sonralık veya alternatif olma ilişkisi de mevcut değildir. Hak sahibinin tecavüzün ref’i kapsamında FSEK’in 68/1 maddesi gereğince bedel ödenmesini tercih ettiği takdirde sadece tecavüze konu mali hak kullanımları için mütecaviz ile farazi bir sözleşme yapılma iradesini açıkladığı, bu talebin kabul edilmesi hâlinde ise sadece tecavüze konu mali hak kullanımları için farazi sözleşme ilişkisinin kurulduğu kabul edilmelidir (Arslanlı, Halil: Fikrî Hukuk Dersleri II, İstanbul, 1954, s. 218; Kılıçoğlu, Ahmet: Fikrî Hakların İhlalinde Hukuksal Koruma Yolları, TBB Dergisi, S. 54, 2004, s. 72; Yavuz, Levent/Alıca, Türkay/Merdivan, Fethi: Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu Yorumu C. II, Ankara, 2015, s. 2080; Tekinalp, s. 319; Öztan, s. 647.). Bunun sonucu olarak mütecavizin dava konusu mali hak kullanımları farazi sözleşme kapsamında yasal kullanımlar hâline dönüşecek ve hak sahibi FSEK’in 68/1 maddesi gereğince belirlenen bedelin kapsadığı kullanımların ref’ini isteyemeyecektir (Yavuz/Alıca/Merdivan, s. 2080)… Bu itibarla hak sahibi, örneğin dava tarihi öncesine ilişkin tecavüz oluşturan ve dolaşımdaki nüshalarının toplanması veya imhası suretiyle tecavüzün ref edilmesini istiyor ise FSEK’in 68/1 maddesi gereğince bedel ödenmesini değil, FSEK’in 70/2 maddesi gereğince tazminat veya 70/3 maddesi gereğince mütecavizin elde ettiği kârı talep etmelidir. Somut olay değerlendirildiğinde; davacı meslek birliğinin mali haklarını kullanma konusunda yetki aldığı yapımcı Universal Müzik Yapım Org. San. ve Tic. A.Ş.’ye ait Burak Kut adlı sanatçının icra ettiği “Sonu Geldi” adlı müzik eserinin davalıya ait umuma açık mahalde (otelde) izinsiz olarak dinlettirildiği tespit edilmiştir. Mahkemece, FSEK’in 76/2 maddesine yanlış anlam verilerek davacı meslek birliğinin yetki aldığı tüm fonogram yapımcılarının eserlerinin umuma açık mahalde izinsiz dinletilmiş gibi meslek birliğinin FSEK’in 42/A maddesi gereğince 2003 yılı için belirlediği ücret tarifesi üzerinden FSEK’in 68/1 maddesi gereğince ücret tarifesinin üç katına hükmedilmiştir. Oysa FSEK'in 76/2 maddesi gereğince davacının sunduğu deliller meslek birliğine kayıtlı tüm yapımcılara ait fonogramların kullanıldığına değil, sadece tespite konu fonogram yapımcısının birliğe takip yetkisi verdiği tüm fonogramların kullanıldığına karine oluşturmaktadır. Zira davalıya ait işyerinde sadece bir yapımcıya ait eserin çalındığının tespit edilmesi karşısında bir işletmenin davacı meslek birliğine yetki veren tüm yapımcılara ait fonogramları kendisine ait umuma açık mahalde kullanmış olması genel hayat tecrübelerine ve hakkaniyete de aykırı olacaktır.
Ayrıca ihlale konu müzik eserinin, eser sahiplerinin ayrı bir meslek birliğine, icracı sanatçının ayrı bir meslek birliğine ve fonogram yapımcısının ayrı bir meslek birliğine yetki vermesi ve bu meslek birliklerinin hepsinin ayrı ayrı dava açması durumunda tarifelerin baz alınarak FSEK’in 68/1 maddesi gereğince bedele hükmedilmesi hâlinde, davalının tüm eser sahiplerinin, tüm icracı sanatçıların ve tüm fonogram yapımcılarının eserlerini umuma açık mahalde kullanmış gibi bir sonuç ortaya çıkacaktır ki bu hususun hakkaniyet aykırı olduğu aşikardır. FSEK'in 68/1 maddesi gereğince bedele hükmedilmesi karşısında taraflar arasında farazi sözleşme ilişkisinin kurulduğu kabul edilmesine rağmen hükmün ilanına karar verilmiştir. Ayrıca taraflar arasında farazi sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu, Özel Dairenin davalının zamanaşımına ilişkin temyiz itirazlarının reddine dair birinci bendinde de belirtilmiştir. “Hükmün İlanı” başlıklı FSEK’in 78/1 maddesinde “67 nci maddenin ikinci fıkrasında yazılı halden maada, haklı olan taraf, muhik bir sebep veya menfaati varsa, masrafı diğer tarafa ait olmak üzere, kesinleşmiş olan kararın gazete veya buna benzer vasıtalarla tamamen veya hulasa olarak ilan edilmesini talep etmek hakkını haizdir.” hükmü yer almaktadır. Buna göre hükmün ilanına karar verilebilmesi için haklı bir sebep veya menfaatin bulunması gerekmektedir. Başka bir deyişle hükmün ilanını talep edenin, hükmün ilan edilmesinde hukuki yararının bulunması lazımdır. Oysa somut olayda yukarıda da bahsedildiği üzere, davacının tecavüzün ref’ini FSEK'in 68/1 maddesi gereğince bedel olarak talep etmesi ve mahkemece buna hükmedilmesi karşısında taraflar arasında sadece tecavüze konu mali hak kullanımları için farazi sözleşme ilişkisi kurulmuştur. Somut olayda davacının tecavüze konu tek mali hakkı, umuma iletim hakkıdır. Davacının bu hakkı yönünden de taraflar arasında farazi sözleşme ilişkisi kurulmuş ve böylece davalı kullanımı yasal hâle dönüşmüştür. Başka bir deyişle davacının umuma iletim hakkı haricinde bir başka mali hakkına (veya manevi hakkına) tecavüz söz konusu olmadığı için hükmün ilanına karar verilmesinin haklı bir sebebi ve tespit tarihinden kararın kesinleşeceği tarihe kadar geçecek süre ile farazi sözleşme ilişkisinin kurulması gözetildiğinde davacının hükmün ilanında menfaati de bulunmamaktadır. Bu itibarla FSEK’in 78/1 maddesi gereğince hükmün ilanına karar verilmesi yerinde değildir. |
3 | Yargıtay Hukuk Genel Kurulu | 2019/474 E. 2020/26 K | Üç kat telif tazminat talebinin Borçlar Kanunun eser sipariş sözleşmesi kapsamında değerlendirilmesi | 5846 sayılı FSEK'in 68. maddesine göre, eseri hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması hâlinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir. Dosya kapsamından asıl dava davacısının davalı şirkette satın alma müdürü olarak çalışırken yine davalıların istemi üzerine işbu davaya konu bilgisayar programını hazırladığı ve bu programı davacının kendi rızası ile davalıların bilgisayarına kurduğunun anlaşılmasına göre, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin Borçlar Kanunu hükümlerine göre “eser sipariş sözleşmesi” kapsamında gerçekleştirilerek karşı tarafa teslim olunan bilgisayar programından kaynaklanan telif ücreti alacağına yönelik olduğunun kabulü gerekirken, eser sahibi ile aralarında sözleşme olmaksızın kullanım hâlini düzenleyen FSEK’in 68. maddesi kapsamında değerlendirilmesi doğru olmamıştır. |
5 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2020/1839 E. 2021/1724 K. (25/02/2021) | Üç kat telif tazminatının hukuki niteliği (tecavüzün ref’i talebiyle seçimlik oluşu)/ FSEK m. 68 kapsamında 3 kat telif tazminatının farazi sözleşme niteliği ve sonuçları | Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nce verilen 28.02.2017 tarih ve 2015/250 E. - 2017/44 K. sayılı kararın davalı ... Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kısmen kabulüne-kısmen reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 27.01.2020 tarih ve 2017/3563 E. - 2020/167 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı ... Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından istenmiştir. Davacı vekili, davalı ... şirketi hakkında yapılan şikayet üzerine İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma kapsamında şirkette yapılan incelemede ... Süpermarket adlı mahalde umuma iletilen müzik yayınının yapıldığının tespit edildiğini, anlaşmalı oldukları şirketlere kapalı devre müzik yayın hizmeti veren Pierrot ünvanlı organizasyon firması ile davalı ... şirketi tarafından, davacı meslek birliği koruması altındaki fonogramların/müzik parçalarının kapalı devre radyo yayını aracılığıyla umuma açık mahalde yazılı izin almaksızın iletilmesi suretiyle mali haklarına yönelik tecavüzlerin FSEK m. 66 ve m. 68/1 uyarınca taraflar arasında izin sözleşmesi imzalanmış olsaydı istenebilecek bedelin üç katına hükmedilmesi suretiyle ref edilmesi, FSEK m.69 maddesi uyarınca davalıların davacı meslek birliği koruması altındaki ses tespitlerine/fonogramlara yönelik ileride gerçekleşmesi muhtemel müdahalelerinin meni, hükmün gazetede ilanına karar verilmesini istemiştir. Davalı ... şirketi, davalı şirketin market zinciri olduğunu, şirket bünyesinde toplam 23 adet market olduğunu, diğer davalı ile kapalı devre radyo yayın sözleşmesi yapıldığını, umuma iletildiği belirlenen müzik eserlerinin seçimi, yayınlanması ve bundan doğan/doğacak sorumluluğun diğer davalıya ait olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, "... Süpermarket" adlı umuma açık mahalde yazılı izin alınmaksızın davacı MÜ-YAP meslek birliği koruması altındaki "Will l Am & Britney Spears tarafından seslendirilen Scream & Shout" adlı fonogram kaydının 17.04.2013 tarihinde yayınlanmış olduğunun ceza soruşturma dosyasındaki 18.04.2014 tarihli bilirkişi raporunda görüldüğü, umuma açık mahalin yaklaşık 650 metrekare olduğu, davacının mali hak sahibi olduğu eserlerin davalılar tarafından izinsiz kullanımı nedeniyle tecavüzün oluştuğu, davalılar arasındaki sözleşmenin “sözleşmelerin nispiliği” nedeniyle tarafları bağlayacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile, ... Süper Market'te yapmış olduğu kapalı devre radyo yayını nedeniyle davacının mali hakkına tecavüzün tespitine, FSEK 68.maddesi uyarınca ihlalden dolayı tespit edilen 1.925,00 TL rayiç bedelin takdiren üç katı olan 5.775,00 TL'nin dava tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, bundan sonraki muhtemel tecavüzlerin men'ine, taraflar arasındaki farazi sözleşme ilişkisi oluşmakla ref talebinin reddine, FSEK 78.maddesi uyarınca masrafı davalıdan alınmak üzere kesinleşen hüküm özetinin yurt çapında yayın yapan tiraji en yüksek 3 gazededen birinde bir kez ilanına karar verilmiştir. Kararı, davalı ... şirketi vekili istinaf etmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, ancak davacı tarafın tecavüzün refi talebinin reddine rağmen davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına, davacı Müyap Meslek Birliği tarafından davalılar aleyhine açılan davanın kabulü ile, ... Süper Market'te yapmış olduğu kapalı devre radyo yayını nedeniyle davacının mali hakkına tecavüzün tespitine, FSEK 68. maddesi uyarınca ihlalden dolayı tespit edilen 1.925,00 TL rayiç bedelin takdiren üç katı olan 5.775,00 TL'nin dava tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bundan sonraki muhtemel tecavüzlerin men'ine, taraflar arasındaki farazi sözleşme ilişkisi oluşmakla ref talebinin reddine, FSEK 78.maddesi uyarınca masrafı davalıdan alınmak üzere kesinleşen hüküm özetinin yurt çapında yayın yapan tiraji en yüksek 3 gazeteden birinde bir kez ilanına karar verilmiştir. Kararı, davalı ... şirketi vekili temyiz etmiştir. Davalı ... .... Ltd. Şti. vekilinin temyiz isteminin reddine 25.02.2021 tarihinde karar verilmiştir. |
6 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2019/382 E. 2021/1409 K. (18/02/2021) | İhlal edildiği tespit edilen fonogramlarda yer alan sanatçının tanınmışlığına göre tazminat hesabı | Meslek birliğine üye tüm fonogram yapımcılarını da kapsayacak şekilde tarife üzerinden yapılan hesaplamaya dayalı tazminata karar verilmesi doğru değildir. İhlalin tespit edildiği tarihte dava konusu müzik eserinin yapımcısının portföyünde bulunan ve davacı meslek birliğine temsil yetkisi verilen fonogramları ile bunların içerikleri tayin olunacak uzman bilirkişi ya da bilirkişilerce tespitinden sonra sadece bu yapımcının hakları yönünden yapıma konu müzik eserlerinin ve onu seslendiren sanatçıların niteliği, tanınmışlıkları gibi özellikleri itibariyle umuma iletim hakkının ihlali nedeniyle hesaplanacak tazminata karar verilmesi gerekir. |
7 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2019/3070 E. 2020/1941 K. (24/02/2020) | Müzik eserlerinin umuma açık mahallerde dinletilmesi suretiyle gerçekleşen ihalelerde tazminat miktarının tespiti | Belirli umuma açık kafe, restoran benzeri işletmelere yönelik hazırlanmış, uygulanmış emsal lisansları esas almakta olup, somut olarak "KAFE ZENZİBAR" adlı işletme için yapılana göre 600,58 TL, diğer emsal ise başka bir kafe, "SALOMANJE CAFE" için sözleşme bedelinin 503,21 TL olduğu, buna göre iki emsalden hangisinin tam olarak somut davaya uyduğu belirlenemediğinden ortalamanın esas alınması gerektiği, TMK'nın 51, FSEK 66/3 maddeleri de davalı tarafın sorumluluğunu öngördüğü, emsaller ve hakkaniyet çerçevesinde 551,89 TL’nin yıllık rayiç lisans bedeli olduğu FSEK 68. maddesi uyarınca 3 kat tazminatın takdiren somut olaya uygun olduğu, davalının 1.655,67 TL lisans bedeli tazminat ödemesi gerektiği kararı verilmiştir. |
8 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2019/2271 E. 2020/370 K. (14/01/2020) | Eserde değişiklik yapılması men yetkisinin boyutları | Davalı eserinin nitelik ve amacı göz önüne alındığında, davalı eser sahibi tarafından yapılan değerlendirme ve atıfların davacının eseri üzerinde olumsuz bir etki oluşturmadığı, FSEK 16 çerçevesinde davacının eserinde değişiklik yapma, eseri bozma olarak nitelendirilemeyeceği, görüşlerinin çarpıtılması ya da hatalı olarak gösterilmesi durumunun da söz konusu olmadığı gerekçeleri ile davanın reddi gerekmektedir. |
9 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2019/1433 E. 2019/8234 K. (17/12/2019) | Uyar-kaldır prosedüründe tebligatın niteliği | 5846 sayılı FSEK'nin Ek 4/son maddesi gereği davacı meslek birlikleri tarafından davalı yayın kuruluşuna usule uygun ihtarname keşide edilmediği, sonuç olarak hukuki statüsü itibariyle önceden hangi eserlerinin ihlal oluşturduğunu bilmesi, bilebilmesi ve içerikten çıkarılmasını sağlaması mümkün bulunmayan davalı yönünden sübut bulmayan davanın reddi gerekmektedir. |
10 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2019/1252 E. 2019/8090 K. (11/12/2019) | Umuma arz selahiyeti, çoğaltma ve yayma haklarının ihlali ile tecavüzün refi, meni, ve manevi tazminat | Davacıya ait "Lise 1 Fizik Konu Anlatımlı" ve "9. Sınıf Fizik Konu Anlatımlı" adlı eser niteliğindeki kitaplara davalının eylemleri nedeni ile tecavüz ettiğinin tespiti ile ref'ine, kitapların davalı tarafından yeniden basımının yayınlanmasının dağıtımının engellenmesi ve basılan kitapların toplatılması yolu ile tecavüzün men'ine, 5846 sayılı FSEK 68. maddesi gereğince hesaplanan toplam ... telif tazminatının ... itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte tahsiline ve davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile ...tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemlerin reddi gerekmektedir. |
11 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2019/1117 E. 2019/8033 K. (10/12/2019) | Eser mahiyetinde olmayan resimlerin rızasız kullanımı | Davacının fotoğraf ve görüntülerinin, davalı tarafından internet ortamında tespit edilerek izni alınmaksızın kullanıldığı, eylemin davalının ticari faaliyetinin konusunu oluşturan spikerlik eğitimiyle ilgili yani ticari amaçlı olduğu, bu durumun FSEK’in 86. maddesinde belirlenen davacıya ait fotoğraf ve görüntülerin izni olmadan teşhir ve diğer suretlerde umuma arzı niteliğinde bulunduğu, somut olayda aynı maddede sınırlı olarak belirlenen muvafakat gerektirmeyen istisnai hallerden birinin de bulunmadığı, davacının fotoğrafının ve görüntüsünün izinsiz olarak kullanımı sebebiyle kişilik haklarının örselendiği ve manevi huzursuzluk yaşadığı gerekçesi ile ... manevi tazminata hükmedilmesi uygundur. |
12 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2019/763 E. 2019/7809 K. (04/12/2019) | Sözleşmenin tarafının mevcut olmayan hakkı “devretmesi” | Devir tarihinde davalının mali haklarına sahip olmadığı, dava konusu belgeseli hak sahibiymiş gibi yayın hakkını sözleşme ile davacıya devrettikten sonra esaslı hata haline dayanarak sözleşmeyi fesih ettiği, 5846 sayılı FSEK'nın 53, yeni ve eski Borçlar Kanunu 169,171,191 ve 193. maddeleri gözetildiğinde davalının davacının ispatlanan zararını tazmin ile mükelleftir. |
13 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2019/439 E. 2019/7767 K. (03/12/2019) | Birlikte eser sahiplerinin ihlal durumunda dava açma yetkisi | Eserden doğan mali hakların ihlali sebebi ile açılan maddi tazminat davalarında, eser birliğine adi şirket hükümleri uygulanacaktır. Bu durumda, eserden doğan haklara tecavüz sebebiyle maddi tazminat istemini tüm eser sahiplerinin birlikte ileri sürmesi ya da bazı eser sahiplerinin buna yanaşmaması halinde mahkemeden müsaade istenilmesi gerekmekte olup, eser sahiplerinden birinin münhasıran kendi payına düşecek hisse yönünden tek başına maddi tazminat davası açması mümkün olmadığından, maddi tazminat yönünden açılan davanın bu sebeple usulden reddi gerekmektedir. |
14 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2019/285 E. 2019/7339 K. (20/11/2019) | Tiplemelerin korunması | Bir eser içerisinde kullanılan canlı veya cansız nesneler için kullanılan karakterler/kişilikler yerine göre 07.06.1995 gün ve 4110 sayılı K. ile getirilen 5846 s. FSEK 4/1 f. – 8 uyarınca güzel sanat eserleri yerine göre de FSEK 83.maddesi uyarınca eserin alametleri kapsamında korunacaktır. FSEK 4/1 f – 8 uyarınca, bir tiplemenin adı ile o tiplemenin iki veya üç boyutlu görüntüsü bir bütün olarak güzel sanat eseri olarak korunabilecek iken, Dairemizin önceki uygulaması (22.10.1991 gün ve 1996/6769 – 7173 sayılı kararı) doğrultusunda, henüz bir görüntü olarak karşımıza çıkmamış ve sadece bir edebi ad olarak bulunan tiplemeler ile görüntü olmaksızın salt edebi tipleme adlarının izinsiz kullanımının FSEK 83.maddesi uyarınca “eserin alameti” olarak kabul edilmesi gerekir. |
15 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2018/5648 E. 2019/345 K. (15/01/2019) | FSEK md. 52 kapsamında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı halde tarafların karşılıklı edimleri yerine getirdiği hukuki durumun sonuçları | Mahkemece, davalının çalışanı olmasa dahi davacıya ödenen telif ücreti karşılığı uyuşmazlık konusu yazıların mali haklarının davalıya geçtiği kabul edilmiştir. Ancak, 5846 sayılı FSEK 52. maddesine uygun bir yazılı sözleşme bulunmasa da, edimlerin karşılıklı olarak yerine getirilmesi nedeniyle taraflar arasındaki hukuki ilişki 818 sayılı BK 372 vd. ve 6098 sayılı TBK 487 vd. maddeleri kapsamındaki “yayın sözleşmesi” niteliğindedir.
Dava tarihinde yürürlükteki 6098 sayılı TBK 489 maddesi uyarınca (818 sayılı BK md. 373), yayın sözleşmesiyle eser sahibinin hakları, sözleşmenin ifasının gerektirdiği ölçüde ve süreyle yayıncıya geçer. Ayrıca, aynı Kanun’un 490/2 maddesi (818 sayılı BK md. 374/2) uyarınca da, süreli yayınlarda yer alan kısa yazılar yayınlatan tarafından her zaman başka yerde de yayımlatılabilir.
Yukarıda açıklanan hükümlerden de anlaşılacağı üzere, 5846 sayılı FSEK 48/2 maddesi uyarınca davalı yayıncıya devredilen mali hakları kullanma yetkisinin ancak süreli olarak yayımlanan Sofra Dergisi ile sınırlı olduğu, devrin aynı Kanun’un 56. maddesi gereği basit ruhsat niteliğinde bulunduğu ve eser üzerindeki mali hakların ise davacıya ait olduğunun kabulü gerekir.
O halde, taraflar arasındaki mali hak ihlaline dayalı uyuşmazlığın anılan hükümler çerçevesinde değerlendirilerek hasıl olunacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir. |
16 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2018/5191 E. 2019/6332 K. (09/10/2019) | Üç kat telif tazminatının hukuki niteliği (tecavüzün ref’i talebiyle seçimlik oluşu) | FSEK’in 68. maddesi uyarınca davacı taraf lehine 3 kat telif tazminatına hükmedilmesi nedeniyle taraflar arasında farazi sözleşme ilişkisinin oluştuğu kabul edilse de hükmedilen tazminatın hüküm tarihine kadar olan kullanımlara ilişkin olup, hüküm sonrasındaki kullanımları kapsamaması nedeniyle linklere erişimin engellenmesine karar verilmesi gerektiği gibi tecavüzün menine karar verildiğine göre men kararının ifası için linklere erişimin de engellenmesi gerekmektedir. |
17 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2018/5039 E. 2019/6640 K. (23/10/2019) | Fikir ve sanat mahsulünün eser olup olmadığının belirlenmesi, ceza-hukuk yargılaması | Bir çalışmanın “eser” niteliğinin belirlenmesi hukuki bir niteleme olup, ceza mahkemesinin davacıya ait çalışmanın “eser niteliğinde olmadığı” kanaatiyle hukuk hakimi bağlı değildir. Bu halde, davacıya ait çalışmanın tüm yönleriyle değerlendirilerek “eser” niteliğini haiz olup olmadığının, HMK 266. maddesi gereği uzman bilirkişi incelemesi ile araştırılarak neticesine göre karar verilmesi gerekir. |
18 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2018/2701 E. 2019/4269 K. (11/06/2019) | Yapımcılar, bağlantılı hak sahiplerine tanınan manevi haklardan faydalanamaz | Davacının sadece TV yapımı üzerinde bağlantılı hak sahibi olduğu, FSEK 80 maddesinde yer alan “Eser sahiplerinin hakları ile bağlantılı hak sahibi olanlar da eser sahipleri gibi Tecavüzün Ref’i, Tecavüzünün Men’i ve Tazminat davası haklarından faydalanırlar” şeklindeki düzenlemesi ile FSEK 15/1 maddesinde yer alan “ Eseri, sahibinin adı veya müstear adı ile yahut adsız olarak, umuma arzetme veya yayımlama hususunda karar vermek salahiyeti münhasıran eser sahibine aittir.” şeklindeki düzenleme birlikte değerlendirildiğinde “adın belirtilmesi” manevi hakkının sadece eser sahipleri ile bazı manevi haklar yönünden FSEK 80/1 - A(1) maddesi uyarınca icracı sanatçılara tanınmış bir hak kategorisi olduğu, bu hakkın yapımcılıktan doğan bağlantılı hak sahiplerine tanınmadığının kabulü gerekir. |
19 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2018/2580 E. 2019/4210 K. (10/06/2019) | Müzik eserlerinin umuma açık mahallerde dinletilmesi suretiyle gerçekleşen ihalelerde tazminat miktarının tespiti | Tazminat hesabı yapılırken, Meslek Birliklerinin tüm eserler için çıkartmış oldukları ücret tarifelerinden bağımsız olarak, izinsiz olarak umuma açık mahalde bulunanlara hak sahiplerinden izinsiz olarak dinletilen veya muvafakat temin edilemeyen eserler yönünden, temsil olunan her bir eser sahibinin tüm eserleri için eser sahibiyle, müzik yapımcılarının tüm yapımları için yapımcılarla ve icracı sanatçıların tüm icraları için o icracı sanatçılarla yıllık sözleşme yapılmış olsaydı her bir Meslek Birliğine hak sahiplerini temsilen ödenecek ücretlerin FSEK 68. maddesi uyarınca belirlenmesi, bu hususta öncelikle varsa emsal sözleşmeler kullanılarak rayiç bedelin belirlenmesi, emsal sözleşme bulunmaması halinde, yine tarifelerden bağımsız olarak, dinleti yapılan umuma açık mahallin niteliği, dinleti olasılık ve sıklığı ile dinleti amacı da gözetilerek alanında uzman bilirkişilerin görüşleri dikkate alınarak gerektiğinde TBK'nın 50. maddesi de dikkate alınarak hakkaniyete uygun ve makul bir farazi sözleşme bedeli belirlenerek tazminat hesabının buna göre yapılması gerekir. |
20 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2018/2580 E. 2019/4210 K. (10/06/2019) | Müzik eserlerinin umuma açık mahallerde dinletilmesi suretiyle gerçekleşen ihalelerde tazminat miktarının tespiti | Tazminat hesabı yapılırken, Meslek Birliklerinin tüm eserler için çıkartmış oldukları ücret tarifelerinden bağımsız olarak, izinsiz olarak umuma açık mahalde bulunanlara hak sahiplerinden izinsiz olarak dinletilen veya muvafakat temin edilemeyen eserler yönünden, temsil olunan her bir eser sahibinin tüm eserleri için eser sahibiyle, müzik yapımcılarının tüm yapımları için yapımcılarla ve icracı sanatçıların tüm icraları için o icracı sanatçılarla yıllık sözleşme yapılmış olsaydı her bir Meslek Birliğine hak sahiplerini temsilen ödenecek ücretlerin FSEK 68. maddesi uyarınca belirlenmesi, bu hususta öncelikle varsa emsal sözleşmeler kullanılarak rayiç bedelin belirlenmesi, emsal sözleşme bulunmaması halinde, yine tarifelerden bağımsız olarak, dinleti yapılan umuma açık mahallin niteliği, dinleti olasılık ve sıklığı ile dinleti amacı da gözetilerek alanında uzman bilirkişilerin görüşleri dikkate alınarak gerektiğinde TBK'nın 50. maddesi de dikkate alınarak hakkaniyete uygun ve makul bir farazi sözleşme bedeli belirlenerek tazminat hesabının buna göre yapılması gerekir. |
21 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2018/2500 E. 2019/3862 K. (20/05/2019) | Asıl eser sahibinden izin almadan oluşturulan işleme eserden doğan haklar ve dava yetkisi | FSEK 21.madde uyarınca bir eseri işleme hakkı münhasıran eser sahibine aittir.
Bu itibarla işleme eser sahibi, asıl eser sahibinden izin almadan eseri oluşturmuş ise anılan eserden iktisadi maksatla çoğaltma, yayma ve benzeri yollarla iktisadi kazanç elde edemez (Ernst Hirsch, Fikri Say II, s. 92). Bununla birlikte işleme eserin oluşturulması, münhasıran işleme eserin sahibinin iznine tâbi olmadığı gibi, izinsiz oluşturulmuş olsa bile işleme eserin sahibi, yararlanılan önceki eser sahibi de dahil olmak üzere, başkalarının kendisinden izinsiz olarak işleme eseri çoğaltma ve yayma eyleminde bulunmaları halinde eserden doğan maddi ve manevi haklara tecavüz nedeniyle, tecavüzün ref'i, maddi ve manevi tazminat davaları açmasına da bir engel bulunmamaktadır (L.Yavuz, Alıca, Merdivan FSEK Yorumu, C. I, s. 745-748). |
22 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2018/1815 E. 2019/3810 K. (15/05/2019) | Fikir değil, ifade korunur. Esinlenme meşrudur | 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca fikir değil ifade korunmakta olup diğer bir anlatımla ortaya çıkmış eserin bizzat kendisi korunmaktadır. Eserin ortaya çıkmasına esas olan fikrin yani düşüncenin korunması söz konusu değildir. O nedenle 5846 sayılı FSEK uyarınca daha önce ortaya çıkmış bir eserin aynısı veya ayırt edilemeyecek derecede benzerinin oluşturulması ve yayım konusu yapılması hukuka aykırı olarak kabul edilirken, bu eserden esinlenilerek işleme hakkı kapsamına girmeyecek şekilde yeni bir eser oluşturulması ve yaymaya konu edilmesi hukuka uygun ve meşru bir davranış olarak değerlendirilecektir. |
23 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2018/1591 E. 2019/3938 K. (20/05/2019) | Süreli olmayan yayınların izinsiz çoğaltılması halinde tazminatın hesaplanması; TEHAKSİS de kayıtlı bandrol sayısının tazminat hesabındaki yeri | Bilirkişi raporunda tazminat hesabı yapılırken, esas alınacak baskı sayısı olarak Kültür Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü’nden bildirilen bandrol adedi miktarı esas alınmıştır. Oysa tazminat hesabında, Dairemizin yerleşik uygulamaları doğrultusunda, gerçek baskı sayısının esas alınması gerekir. Bu hususta öncelikle Telif Hakları Genel Müdürlüğünden adı geçen eser için alınan bandrol sayısının sorulması yerinde ise de, korsan baskıların bulunması durumunda, şayet eser nüshası üzerinde başka bir esere ait bandrol varsa anılan bandrolden kaç adet alındığının Genel Müdürlükten sorulması ve bunlardan kaç adedinin davaya konu korsan baskıda kullanılmış olabileceğinin değerlendirilmesi gerekir. Ayrıca baskı sayısı esas alınırken, davalı tarafın önceki yıllarda bu eğitim setinden kaç adet sattığı, eserin niteliği, baskı yeri, şekli ve okuyucu çevresi itibariyle en az kaç adet baskı yapmış olabileceğinin bilirkişi yardımıyla tespit edilerek, muhtemel baskı adedi esas alınarak hesap yapılması ve bu şekilde tazminat miktarının belirlenmesi gerekir. |
24 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2018/31 E. 2018/1299 K. (21/02/2018) | Dijital ortamda kullanıcıların seçtikleri yer ve zamanda eserlere erişim sağlamak suretiyle umuma iletim tazminat hesabı | Türkiye'de kurulan meslek birlikleri ile yabancı meslek birlikleri üyelerinin haklarının karşılıklı olarak takibi ve korunması için yapılmış bir anlaşma bulunduğu takdirde Türkiye'deki meslek birliklerinin yabancı meslek birliğine üye, eser ve bağlantılı hak sahiplerinin haklarının korunması için dava açabilecektir (11 HD. 29.04.2003 T. 11498/4266, 10.12.2007 T. 12916/7041 sayılı kararları). Uyuşmazlık konusu umuma iletim eyleminin mobil iletişim faaliyeti gösteren davalı şirket abonelerine dijital ortamda kullanıcıların seçtikleri yer ve zamanda eserlere erişim sağlamak suretiyle gerçekleştirildiğinden, rayiç bedel üzerinden tazminat hesabında fiili kullanım yerine korunmakta olan yabancı müzik eserlerinin tümünün dikkate alınması gerekir. |
25 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2017/3941 E. 2019/3310 K. (30/04/2019) | Telif tazminatı talebi, 10 yıllık sözleşme zamanaşımına tabidir. | 5846 sayılı FSEK 68. maddesi uyarınca taraflar arasında farazi sözleşme kurulduğu varsayıldığından, uyuşmazlığa 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. |
26 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2017/3587 E. 2019/2414 K. (28/03/2019) | Elbirliği halinde eser sahipliğinde (adi ortaklık) mütecavize karşı talep yetkisi | 5846 sayılı FSEK’nun 10/1 ve 2. çerçevesinde “...birden fazla kişinin katılımıyla meydana getirilen ve her birisinin katılımının diğerinden ayrılması mümkün olmayan eser bir bütün oluşturuyorsa, elbirliği (iştirak) halinde eser sahipliğinin söz konusu olacağı, elbirliği halinde eser sahipliğine fesih ve tasfiyeye ilişkin olanlar dışında 6098 sayılı TBK’nun 620 vd. maddeleri uyarınca “Adi Ortaklık Sözleşmesi” hükümlerinin uygulanacağı açıktır. Tarafların kanunun emredici hükümlerine aykırı olmayacak şekilde sözleşme ile elbirliği halinde mülkiyet hükümlerinden kaynaklanan hak ve yükümlülükleri belirlemeleri mümkündür. Elbirliği halinde eser sahipliği oybirliği ile alınacak kararlarla yönetilir. Esere tecavüz halinde eser sahiplerinden her biri tek başına hareket edebilir. (Levent YAVUZ, Türkay ALICA, Fethi MERDİVAN, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu Yorumu, Cilt I, syf. 208,210....”.
Eser sahipleri arasında adi ortaklık ilişkisi olduğunda eser sahiplerinden her birisinin tek başına esere vaki tecavüzün önlenmesini talep etme hakkı olmakla birlikte, tek başına tazminat talep etme, ya da diğer bir eser sahibi için eser sahipliğinin tespitini talep etme hakkı bulunmamaktadır. |
27 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2017/2217 E. 2019/269 K. (14/01/2019) | Tarife bedelinin 3 katı tazminat | Davalı tarafın, umuma açık olan markette karasal ve uydu üzerinden yayın yapan bir radyonun eş zamanlı gerçekleştirilen internetteki yayınının bilgisayar üzerinden tavanda bulunan birden fazla hoparlör aracılığı ile davacı tarafın hak sahibi olduğu şarkının umuma arz edildiği, FSEK 41 anlamında davalı tarafın davacı meslek birliği veya hak sahibinden izin aldığına ilişkin bir belgenin ibraz edilmemiş olması gerekçesiyle 15.171 TL tazminatın davacı tarafa ödenmesine karar verilmiştir. |
28 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2017/2493 E. 2018/7796 K. (10/12/2018) | Eser olup olmadığının alanında uzman bilirkişi tarafından tespiti | Dairemizin yerleşik içtihatlarında da açıklandığı üzere, bir fikri ürünün eser niteliğinde olup olmadığının belirlenmesi hususu özel ve teknik bilgi gerektirmekte olup, bu hususta konusunda uzman kişilerden bilirkişi görüşü alınması gerekmektedir. |
29 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2017/2053 E. 2018/7795 K. (10/12/2018) | Web sitesi tasarımının, bilgisayar programı olarak değerlendirileme-yeceği | FSEK 2/I-1 maddesi hükmü uyarınca, bilgisayar programlarının ilim ve edebiyat eserleri kategorisinde korunduğu ancak dava konusu web tasarımının kanunun ifade ettiği anlamda bilgisayar programı olarak korunacak eserler arasında yer almadığı, Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı’nın bilgisayar programını, makinenin okuyabileceği bir ortama yüklendiğine bilgi işleme kapasitesine sahip böyle bir makinenin belirli bir işlev veya görevi yerine getirmesinin ya da belirli bir sonucu göstermesini sağlayabilme yetisine sahip bir komutlar dizini olarak tanımladığı, davacıya ait web sitesinin bu kapsamda, işletim sistemi, uygulama programı ya da micro kod olarak tanımlanamayacağı, öte yandan davacıya ait web sitesinin FSEK’in 4. maddesi anlamında güzel sanat eseri kategorisine giren garafik eseri niteliğinde de olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. |
30 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2017/1344 E. 2017/4595 K. (21/09/2017) | İmar projesinde değişiklik yapılması | Davacılar vekili müvekkili şirket ile davalı Metro Group A.Ş. arasında 1993 yılında mimarlık ve mühendislik hizmetleri sözleşmesi yapıldığını ve bu sözleşmeye göre müvekkili tarafından davalıya ait Bursa Metro Gross Market binasının mimari projesinin hazırlanarak davalıya teslim edildiğini ancak davalılar tarafından anılan binanın mahiyet ve hususiyeti ile genel görünümünü bozan eklentiler yapıldığını belirtmiştir. Son bilirkişi heyetinde yer alan teknik bilirkişilerce dava konusu yere uygulanan projenin davacıların hususiyetini taşıyan özgün eser niteliğinde olduğunun belirtilmiş bulunmasına, 5846 sayılı FSEK 18. maddesi uyarınca davacı gerçek kişiler tarafından meydana getirilen mimari proje üzerinde mali hakları kullanım yetkisinin davacı şirkete ait bulunmasına, davacı şirket ile davalılardan Metro Group Asset Management. A.Ş arasında akdedilen sözleşmede proje üzerinde değişiklik yapma yetkisini de içerecek şekilde mali hak devrinin yapılmış olmasına, öte yandan 5846 sayılı FSEK 16/son maddesi gereğince yapılan değişikliklerin ne surette eser sahibinin şeref ve itibarını zedeleyici veya eserin mahiyetini ve hususiyetini bozan nitelikte bir değişiklik olduğunun davacı tarafça ileri sürülüp kanıtlanamamış bulunmasına göre, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. |
31 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2017/691 E. 2018/7009 K. (13/11/2018) | Bilgisayar programının 2. el satışı aksine sözleşme hükmüne rağmen geçerlidir. | Bilgisayar programının 2. el satışını yasaklayan ... lisans sözleşmesi 16. Maddesi, 5846 sayılı yasanın 23/2 maddesindeki emredici hüküm karşısında geçerli değildir. |
32 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2017/652 E. 2018/6837 K. (07/11/2018) | Manevi hakların eser sahibinin ölümünden sonra korunması ve bu hakları kullanabilecek olanlar | 5846 sayılı FSEK’in 19. maddesinin düzenleme biçimi göz önüne alındığında, anılan maddenin birinci fıkrasında sayılan kişilere “sırasıyla” FSEK’in 14/1 ve 15/1 maddelerinde düzenlenen manevi hakların “kullanım tarzını tespit etme yetkisinin” verildiği, ikinci fıkrada ise aynı yasanın 14, 15 ve 16. maddelerinin üçüncü fıkrasında sayılan manevi hakları 70 yıl için “kendi namlarına kullanma hakkının” verildiği anlaşılmaktadır. Böylece, 19. maddede ayrı ayrı hak ve yetkilerin niteliği, bu hakları kullanabilecek kimseler ve sınırları belirtilerek eser sahibinin ölümünden sonra da bu maddede sayılan manevi haklar koruma altına alınmıştır. Öğretide de belirtildiği üzere, Türk Hukuku’nda mirasçılara sadece, esere saldırı halinde manevi tazminat davası açma hakkı tanınmıştır (Ü.Tekinalp, age, Shf. 163). Bu Kanuna göre eser sahibinin şeref ve itibarı ile ilgili olmaları bakımından sırf eser sahibinin şahsına bağlı olan manevi hakların ölümünden sonra yetkili şahıslar tarafından kendi namlarına kullanılması keyfiyeti de, bu şahısların eserin hususiyet ve mahiyetinin muhafazasındaki menfaatleri bakımından kabul edilmiştir. Kanun nazarında eser sahibinin şeref ve itibarını ihlal eden her hareket eserin korunması ile yetkili şahısların da muhik menfaatlerini ihlal etmiş olmaktadır. |
33 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2017/381 E. 2018/5990 K. (03/10/2018) | 5846 sayılı Kanun’un sunduğu eser ve haksız rekabet koruması | 5846 sayılı FSEK'de sadece FSEK 1/B anlamında "sahibinin hususiyetini yansıtan" eserlerin korunması söz konusu olmayıp, haksız rekabet koruması da bulunmaktadır. Bu meyanda, davacı tarafça eylemin haksız rekabet niteliğinde olduğu da ileri sürüldüğüne göre, mahkemece yayın hakkının sözleşmeyle davacı tarafa devredilmiş olduğu, diğer davacı spor yorumcusu ...’in günlük spor olaylarına ilişkin olarak yaptığı yorumların yer aldığı TV kanalındaki açıklamalarının davalı gazetenin internet sayfasında resim ve yorumlarıyla birlikte ticari maksatla yer almasının 5846 sayılı FSEK 84. ve 6102 sayılı ... 54 vd. maddeleri kapsamında haksız rekabete yol açıp açmadığının kararda tartışılmaması doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle davacılar lehine bozulması gerekmiştir. |
34 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/3594 E. 2017/5991 K. (01/11/2017) | Tarife bedelinin 3 katı tazminat | Mali hak sahibi olduğu sanatçıya ait müzik eserinin davalı şirkete ait mağazada hak sahibinin izini olmaksızın radyo üzerinden alınan yayınla mağaza içerisinde umuma dinletildiği ve meslek birliğinin umuma iletim hakkının ihlal edildiği tespit olunmuştur. FSEK 66. maddesine göre meslek birliğinin hak sahibi olduğu müzik eserlerinin davalı işyerindeki yayınının durdurulmasına ve yasaklanmasına, FSEK 68. maddesine göre bilirkişi raporunda tespit edilen 3 kat tazminat olan 3.313 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. |
35 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/3728 E. 2017/5840 K. (30/10/2017) | Tarife bedelinin 3 katı tazminat | FSEK'in 41. maddesi anlamında hak sahibinden izin alındığına ilişkin bir belgenin ibraz edilmediği, davacının 2012 yılı tarifesi dikkate alındığında rayiç bedelinin 709,50 TL olduğu, FSEK'in 68. maddesi uyarınca 3 katının 2.128,50 TL'ye tekabül ettiği, tazminata hükmedilmesi suretiyle taraflar arasında farazi bir sözleşme kurulduğu gerekçesiyle davacının hak sahibi olduğu 50 Cent feat Justin Timberlake & Timbaland isimli sanatçıların seslendirdiği Ayo Technology, Sting isimli sanatçının seslendirdiği Englishman in New York adlı yapıtların izinsiz olarak umuma arz edildiğinden FSEK'in 68. maddesi gereği 2.128,50 TL'nin 09.08.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline, kararın ilanına, farazi sözleşme kurulduğundan diğer taleplerin reddine karar verilmiştir. |
36 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2017/376 E. 2018/5871 K. (01/10/2018) | FSEK md. 18/2 nin kapsamına ilişkin | Somut olayda davacı müzik öğretmeni olup görev tanımı içerisinde yer alan müzik eğitimi vermek dışında davalıya karşı işçi-işveren ilişkisi kapsamında musiki eseri meydana getirme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Bu anlamda dava konusu eserin FSEK madde 18/2 kapsamında iş görülürken meydana getirilmiş bir eser olarak kabulü hatalı olup davacının dava konusu eser üzerinde mali haklara sahip olduğunun tespiti ile tazminat isteminin buna göre değerlendirilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden bozulması gerekmiştir. |
37 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/14735 E. 2018/5691 K. | FSEK md. 37 “haber” istisnasının kapsamı | FSEK’nın 37.maddesinde düzenlenen “haber” istisnası sinema eserleri yönünden mümkün olmakla birlikte, yapılan iktibasın mutlaka günlük olaylarla bağlantılı bir haber içerisinde yer alması ve yapılacak bilgilendirme için olması ve makul miktarı geçmemesi gerekir. Somut olayda, “...” filminin oyuncusuyla yapılan söyleşinin günlük olaylarla bağlantılı bir haber niteliği bulunmadığı, söyleşi esnasında filmin bazı kısımlarının halka gösterilmesinin gerekliliğinden söz edilemeyeceği gibi, eserin işaret, ses veya görüntü nakline yarayan vasıtalar aracılığıyla yayınlanması söz konusu olmadığı halde, mahkemece FSEK 37.maddesindeki “haber” istisnasının kabulü de doğru olmayıp, eserin kısmen de olsa hak sahibinden izinsiz olarak gösterime sunulması hak ihlali mahiyetinde olmakla, mahkemece FSEK 68. madde uyarınca uygun bir tazminat bedeli belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bu sebeple kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir. |
38 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/12927 E. 2017/6813 K. (04/12/2017) | Mimari projenin izinsiz çoğaltılması | Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacıların hak sahibi oldukları projelerin, 5846 sayılı FSEK'in 52. maddesine uygun bir sözleşme olmaksızın kısmen zemine uygulanmak suretiyle çoğaltıldığı, bu durumda izinsiz çoğaltma eylemi nedeniyle dava konusu projelerin uygulandığı yapıların metrekare alanlarının dikkate alınarak FSEK'in 68. maddesi uyarınca ödenmesi gereken rayiç bedelin belirlenmesinin gerektiği anlaşılmış ve karar verilmiştir. |
39 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/11693 E. 2018/4232 K. (04/06/2018) | Sözleşmeyle mali hakları devralan, manevi hak ihlaline dayanarak tazminat talebinde bulunamaz. | 5846 sayılı FSEK'nun 1/B-(b) bendi ve 8. maddesi uyarınca eser sahibi onu meydana getiren gerçek kişiler olup tüzel kişiliği haiz davacı şirketin eser sahibi olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Aynı Yasa'nın 13. vd. maddeleri uyarınca bir eser üzerindeki mali ve manevi haklar eser sahibine aittir. Davacı şirket, dosyaya ibraz edilen devir sözleşmesi uyarınca eser üzerinde mali hakları kullanma yetkisine sahip ise de, manevi haklar eseri meydana getiren gerçek kişilerce kullanılabilir. O halde, somut uyuşmazlıkta davacı şirketin manevi haklarının ihlal edildiğinden söz edilemeyeceğinden 5846 sayılı FSEK'e dayalı olarak yapılan manevi tazminat talebinin reddi gerekirken kısmen kabulü de doğru görülmemiş, kararın bu yönlerden davalı yararına bozulmasını gerektirmiştir. |
40 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/10386 E. 2018/2777 K. (16/04/2018) | Telif tazminatın belirlenmesinde ihlalin yarattığı ekonomik kazancın değil, rayiç bedelin 3 katının kararlaştırılması gerekir. | 5846 sayılı Kanun'un 68. maddesine dayalı olarak talep edilen mali hak tazminatı bakımından benimsenen bilirkişi raporundaki dava konusu çizimlerin davalının satış tutarına olumlu etkisinin % 7 olduğu kabul edilmiş ve bu oran üzerinden telif bedeli karşılığı belirlenen miktarda tazminata hükmedilmiştir. Oysa 5846 sayılı Kanunun 68/1. maddesine göre, eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir. Bu durumda eser sahibinin kendisiyle sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya rayiç bedelin belirlenmesi suretiyle tazminata hükmedilmesi gerekmekte olup yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi, ayrıca davalı tarafından ...’ya yapılan toplam satış miktarı üzerinden hesaplama yapmak yerine iade edilen ürünler düşülerek tazminat hesabı yapılması da doğru değildir. |
41 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/9284 E. 2017/4126 K. (17/07/2017) | Bilimsel eserlerden edebi eserlere yapılan iktibas | 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca, bir eser korumasından yararlanabilmek için ortaya çıkan eserin mutlaka Kanun’da sayılan eser türlerinden birine girmesi gerektiği gibi, ortaya çıkan eserlerde ise korunan unsur, eserin arkasındaki duygu ve düşünce olmayıp, o düşüncenin ifade ediliş şeklidir. Her hangi bir ifadenin eser kapsamında korunabilmesi için de eserin tümü ya da koruma talep edilen parçasının FSEK m. 1/B-a uyarınca, sahibinin hususiyetini taşıması gerekmektedir. Bu meyanda, bilimsel gerçeklikler ile tarihi olgular (olaylar) tüm insanlığın malı olup, kimsenin tekelinde değildir ve telif hakkı ile de korunmamaktadırlar.
Somut olayda, davalı tarafça yayınlanan ... isimle eserin %14’lük kısmında, davacı tarafından daha önce yayınlanan çeşitli eserlerden doğrudan veya mealen izinsiz iktibas yoluyla intihal yapıldığı bilirkişi raporlarında zikredilmiş ise de, yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda, alıntı yapıldığı söylenen noktaların, herkesin kullanımına açık olan tarihi ve maddi vakıalara ilişkin bilgiler olup olmadığı, söz konusu bilgilere birçok kaynaktan ulaşılıp ulaşılamayacağı, alıntı yapıldığı söylenen kısımlar yönünden, tarihi ve maddi vakıalar dışında, FSEK 1/B-a kapsamında sahibinin hususiyetini yansıtan ve bir eser türü olarak korunan ifadelerin bulunup bulunmadığı tartışılmalıdır. |
42 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/8453 E. 2018/1740 K. (07/03/2018) | FSEK md. 68 kapsamından 3 kat telif tazminatının farazi sözleşme niteliği ve sonuçları | 5846 sayılı FSEK'in 68. maddesi uyarınca tazminat istemiş ve mahkemece anılan düzenleme uyarınca tazminata hükmedilmiş olduğuna göre taraflar arasında artık sözleşmesel bir ilişkinin kurulduğunun kabulü gerekir. O halde eser mevcutlarının toplatılmasında ve hükmün ilan edilmesinde davacının bir menfaati veya haklı bir sebebi bulunmamaktadır. |
43 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/7501 E. 2018/879 K. (08/02/2018) | Mali hakların miras yoluyla intikali | 5846 sayılı FSEK'in 63. maddesinde kanunun tanıdığı mali hakların miras yolu ile intikal edeceği belirtilmiştir. Anılan maddeye göre mali hakları veraseten iktisap eden mirasçılar tarafından mali haklarla ilgili taleplerin kullanımı genel hükümlere tabidir. 4721 sayılı TMK'nın 640. maddesinde de ''Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. Mirasçılardan birinin istemi üzerine sulh mahkemesi, miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilir. Mirasçılardan her biri, terekedeki hakların korunmasını isteyebilir. Sağlanan korumadan mirasçıların hepsi yararlanır. Bir mirasçı ödemeden aciz halinde ise, mirasın açılması üzerine diğer mirasçılar, haklarının korunması için gerekli önlemlerin gecikmeksizin alınmasını sulh mahkemesinden isteyebilirler.'' hükmü düzenlenmiştir. |
44 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/7043 E. 2018/1066 K. (14/02/2018) | Yapımcı ile icracı sanatçı arasındaki ilişkinin hukuki niteliği | Bir sinema eserinin meydana getirilmesinde mali yatırımda bulunarak hak sahibi olan yapımcılar, ... m. 52 uyarınca, ancak eser sahipleriyle yapmış oldukları sözleşme ve onların verdikleri izin çerçevesinde sinema eseri üzerinde hak sahibi olabilecektir. Bu anlamda yapımcılar ile icracı sanatçılar arasındaki sözleşme, iş görme sözleşmesidir. Ancak icracı sanatçı bu sözleşmeyle sadece sözleşmede üstlendiği işi (icrayı) yerine getirmekle kalmayıp, aynı zamanda oluşacak sinema eseri üzerindeki bağlantılı haklarını da devretmektedir. Anılan nedenlerle bu tür sözleşmelerden doğan alacaklara TBK 470 vd. maddeleri ile nitelikleri elverdiği ölçüde, 5846 s. .... hükümlerinin ve özellikle 80. maddedeki hükümlerin birlikte uygulanması gerekir. |
45 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/6466 E. 2018/520 K. (22/01/2018) | Kişinin fotoğrafı üzerinde 5846 sayılı Kanun’dan doğan yetkileri | Davacının yıllar evvel fabrikada çalışırken kendisinden izinsiz çekilmiş bir fotoğrafının ... tarafından .... Dokuma İplik Fabrikası’nın özelleştirilerek satılması amacıyla yapılan reklamlarda kullanılması ve bu amaçla ...'nın bir çok yerinde ilan panolarına asılması, internet ortamı ile dergilerde de izinsiz olarak yayınlanması olayında; dava konusu fotoğrafın 5846 sayılı FSEK m. 86 uyarınca kişisel değer olup, kişiden izin alınmasını gerektirmeyen istisnalardan olmadığı, yine kişisel değer olması sebebiyle davacının yayımlanmasından kaynaklı manevi tazminat talep etme hakkının olduğu; olayın oluş şekli, tarafların ekonomik ve sosyal durumları gözetilerek, davacı yönünden zenginleşme yaratmayacak davalı yönünden ifa imkansızlığı doğurmayacak şekilde manevi tazminata hükmetmek gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 4.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. |
46 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/5601 E. 2017/3364 K. (05/06/2017) | Etkinlikte çekilen fotoğrafın kullanılması | Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davacının fotoğrafı şenlik sırasında, poz vererek çektirmiş olduğu ve birçok fotoğrafçı tarafından fotoğrafların çekildiğinin sabit olması karşısında davacının çekilen fotoğrafların yayınlanacağına rızasının olduğunun kabulü gerektiği, davalı ... açısından manevi tazminat şartlarının oluşmadığı, fotoğrafın davalı Belediye tarafından 2014 yılı takviminde kasım ayı sayfasında "..." alt yazısı ile kullanılmasından dolayı davacının çevresinde rencide olduğu, davalı belediyenin sorumlu olduğu gerekçesiyle, davacının mali ve sosyal durumu dikkate alınarak, davacının manevi üzüntüsünü giderecek ve sebepsiz zenginleşmesine sebep olmayacak 3.500,00 TL manevi tazminatın davalı belediyeden tahsiline karar verilmiştir. |
47 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/5380 E. 2017/2971 K. (23/05/2017) | Kişi fotoğrafının izinsiz kitaba konulması | Davacı vekili, müvekkilinin 23/07/2013 tarihinde ambulans şoförü olarak görev yaptığı sırada alkol muayenesi yaptırıldığını, olay anında çekilen fotoğrafın davalı yayınevi tarafından yayımlanan ancak ders kitabı olarak okutulan kitaba konulduğu belirtilerek izni dışında fotoğrafının aşağılayıcı biçimde kitaba konulmasının manevi tazminat gerektireceğine karar verilmiştir. |
48 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/5259 E. 2017/7348 K. (18/12/2017) | Oyuncuların icracı sanatçı sayılabilmesi için gerekenler | Dairemizin 31.10.2013 tarih 5804/19313 sayılı kararında da açıklandığı üzere; bir sinema eserinde rol alan ancak icrasını alelade ifa eden kişilerin "özgün biçimde icra" unsurundan yoksun olan oyunculuklarının da FSEK 80/1.maddesi anlamında "icracı sanatçı" olarak nitelendirilemeyeceği aşikardır. Ancak, az önce de açıklandığı üzere bir sinema eserinde komşu hak sahibi icracı sanatçı olarak 5846 Sayılı FSEK kapsamında koruma sağlanmasının temel koşulu, o sinema eserine temel oluşturan yazılı ya da sözle ifade edilen ilim ve edebiyat eserinin veya yönetmenin fikri çabası ve yorumuna göre gerçekleştirilen icranın "özgün bir biçimde" ifa edilmesidir. Bu bakımdan, bir sinema eserinde rol alan kişilerin icracı sanatçı sıfatını kazanıp kazanamayacakları hususu, bu eserde rol alan kişilerin asıl ya da yardımcı oyuncu olup olmadıklarından ziyade, icranın "özgün bir biçimde" gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği dikkate alınarak ve her somut olay bakımından ayrı ayrı tartışılıp belirlenmelidir. |
49 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/5253 E. 2017/6914 K. (05/12/2017) | Haksız eylem devam ettiği sürece zamanaşımının işlemeye devam etmesi | Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, sözleşme ilişkisi nedeniyle zamanaşımının dolmadığı, filmin çekim tarihi 2006 yılından 6 yıl sonra da uydu yayın yaptığı için çok sayıda ülkede izlenen bir kanalda yayınlandığının kanıtlanması, diğer yurt dışı kullanımların aradan geçen zaman nedeniyle teminindeki güçlük de dikkate alınarak TBK’nın 50 ve 51 m. gereğince bilirkişice bulunan tazminatın hüküm altına alındığı anlaşılmış ve karar verilmiştir. |
50 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/5154 E. 2017/4359 K. (14/09/2017) | Korsan kitap satımında tazminatın hesaplanması | Korsan kitap satan davalının iştigal ettiği faaliyetler, iş yerinin çalışma potansiyeli, davalının konumu, açıklandığı üzere hakkında açılmış ceza ve hukuk davaları varsa bunların sonuçları da gözetilerek, davalıda ele geçirilen her bir kitap için güncelliği, önceki baskıları, iş yeri çevresindeki alıcı talebi gibi hususlar nazara alınarak içinde bir yayın evi sahibinin de bulunduğu bilirkişi kurulundan alınacak bilirkişi raporuyla rayiç kitap adedinin belirlenmesi ve buna göre bir karar verilmesi gerekir. |
51 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/5139 E. 2017/7120 K. (11/12/2017) | Eser niteliğinde olmayan fotoğrafın izinsiz kullanımı | Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafın eser iddiasına dayalı bir talebinin bulunmadığı, 5846 sayılı FSEK'nun 83 vd. maddeleri gereğince bir fotoğrafın yayınından sonra üçüncü kişilerin aynı fotoğrafı çoğaltmasının ve yaymasının, ilk yayını gerçekleştiren kimse tarafından engellenebileceği, böyle bir yayının haksız rekabet oluşturacağı ve eser mahiyeti taşımayan her nevi fotoğraflar bakımından maddi hükmün uygulanacağı, dolayısıyla davalının dava konusu ... Kansu fotoğrafını izinsiz kullanımı nedeniyle davacının makul bir bedel talep hakkının bulunduğu anlaşılmaktadır. |
52 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/5052 E. 2017/3883 K. (20/06/2017) | 12/06/1995 öncesi yapımına başlanan filmler bakımından eser sahibinin yapımcı olduğu | Dava konusu filmler 12.06.1995 tarihinden önce yapımına başlanan sinema filmleri olup belirtilen tarihten önceki yapımlar yönünden, 5846 sayılı FSEK’nun 8. maddesi uyarınca sinema eserlerinin sahibi onu imal ettirenler olarak kabul edilmiştir. 1995 yılında yürürlüğe giren yasa değişikliğiyle birlikte her ne kadar yönetmen, özgün müzik bestecisi, senaryo yazarı ve diyalog yazarı ile sonrasında animatörler de eser sahibi sayılmış iseler de, bu yasa değişikliğinin 1995 öncesi filmlere uygulanması, 5846 sayılı FSEK ek 2. maddesi nedeniyle mümkün değildir.
Bu durumda uyuşmazlık konusu sinema eserleri 4110 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 12/06/1995 tarihinden önce meydana getirildiğinden 5846 sayılı FSEK ek 2. maddesinin açık hükmü gereği davacının bu sinema eserleri yönünden yönetmen, senaryo ve dialog yazarı olarak 5846 sayılı FSEK’ndan doğan bir hak talebinde bulunamayacaktır. |
53 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/4845 E. 2017/6814 K. (04/12/2017) | Maç görüntülerinin haber verme amacını aşar nitelikte izinsiz yayınlanması | Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalıya ait internet sitesinde 25.08.2014 tarihinde Fenerbahçe- Galatasaray maçına ilişkin "video izle" ibaresinin bulunduğu, ancak videonun kaldırıldığı, davacı tarafından sunulan CD içinde de bu maça dair videoya rastlanmadığı, ayrıca 26.08.2014 tarihinde "...'den Fenerbahçe'ye şok! Kupa Töreninde Reklam" başlıklı haberin yayınlandığı, bu haberin alt kısmında da... Televizyonunda yayınlanan kupa törenine ait 8 dakika 21 saniyelik videoların bulunduğu, yine bu videonun davacı tarafından da sunulduğu, davacı ile Türkiye Futbol Federasyonu arasında imzalanan sözleşme uyarınca davacının bağlantılı hak sahibi olduğu, haber verme istisnası kapsamında kabul edilemeyecek olan davalının bu eyleminin davacının haklarını ihlal ettiği, ancak davacının FSEK'in 80. maddesi kapsamında manevi hak sahibi olmadığı gerekçesiyle maddi tazminat ve ilan talebinin kabulüne karar verilmiştir. |
54 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/4542 E. 2017/7237 K. (13/12/2017) | Haksız rekabet hükümlerinde görevli mahkeme | 5846 Sayılı Yasa’ nın 84.maddesinde düzenlenen fotoğrafların çoğaltılarak kullanımından kaynaklanan haksız rekabet davalarında da görevli mahkemenin Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olması gerekir. |
55 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/3972 E. 2017/6176 K. (14/11/2017) | Yetkili olmayan kişiden iyiniyetli iktisabın korunmaması | FSEK 54. maddesi uyarınca mali bir hakkı ya da kullanma ruhsatını devre yetkili olmayan bir kimseden iktisap eden iyiniyetli olsa dahi himaye görmez. Somut uyuşmazlıkta, davacıya ait eser niteliği bulunan fotoğrafların, davalı ... tarafından izinsiz olarak "...f" isimli fasiküle konulduğu ve yine bakanlık tarafından bu fasikülün internet ortamında umuma iletildiği, diğer davalıların da bu fotoğrafların bulunduğu fasikülü anılan internet ortamından indirilmesi suretiyle çoğaltma ve yayma işlemlerini gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalı ... dışındaki diğer davalıların eyleminin de FSEK 54. maddesi kapsamında korunmayacağına karar verilmiştir. |
56 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/3915 E. 2017/6598 K. (27/11/2017) | 12.06.1995 tarihinden önce meydana getirilen filmler bakımından icracı sanatçıların hakları | Dava konusu sinema eserlerinin meydana getirilmesi esnasında taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmamakla birlikte, dava, yapımcı ... ve Ticaret A.Ş. ile davacının başrol oyunculuğuna ilişkin şifahi sözleşme taraflarca ifa edilip söz konusu sinema filmleri 12.06.1995 tarihinden önce meydana getirildiğine göre, film yapımcısının (imalatçının) herhangi bir sınırlama olmaksızın eserden doğan bütün mali hakları iktisap ettiği, sonradan çıkarılan 4630 S.K. ile sinema eserlerini de kapsayacak şekilde icracı sanatçılara bağlantılı hak sahipliği hakkı tanınmış olmasının da eser sahibi olan film yapımcısının mali haklarına herhangi bir kısıtlama getirmeyeceği, zira davacının FSEK m. 80. ile sahip olduğu mali hakları filmlerin yapımı öncesinde yapımcıya uygun bir bedel karşılığında sözleşme ile devrettiği, yapımcının eser sahibi olduğu ve FSEK 27/son maddesi uyarınca eser üzerindeki hakkının da 70 yıl süre ile koruma altında bulunduğunun kabulü gerekir. |
57 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/3747 E. 2017/6526 K. (23/11/2017) | Kamu idarelerinin yasa ile belirlenen görevleri gereği hazırladıkları ve mevzuat kapsamında değerlendirilebile-cek kamuya duyurulması gereken kararlar ve bunların eklerinin eser niteliği, tüzel kişilerin manevi haklarının olmaması | Dairemizin 11.12.2013 gün ve 4101/22663 sayılı kararında da açıklandığı üzere, kamu idarelerinin yasa ile belirlenen görevleri gereği hazırladıkları ve mevzuat kapsamında değerlendirilebilecek kamuya duyurulması gereken kararlar ve bunların eklerinin de genel menfaat mülahazasıyla eser korumasına getirilen sınırlama niteliğindeki 31. maddede belirtilen mevzuat ve içtihatların kapsamında bulunduğu kabul edilmektedir. Ancak, anılan madde uyarınca mevzuat ve içtihat olarak kabul edilemeyen, resmi makamlarca hazırlanıp yayınlanan diğer çalışma ve dökümanlar ise söz konusu istisna kapsamında değildir. Bu bakımdan, FSEK'nın 31. maddesi kapsamındaki “mevzuat” kavramı, ilgili resmi kurum ve kuruluşlarca tabi oldukları mevzuat gereği hazırlanarak kamuya duyurulması gereken ve uygulayıcılar ile muhatapları bakımından da düzenleyici hükümler içeren mevzuat ile sınırlı olup, ilgili resmi organlarca yapılan uzun araştırma, çalışma ve mesleki tecrübelerin bir araya getirilmesini amaçlayan kurum içi faaliyetlerin yayınlanmasının ise anılan istisna hükmünün dışında tutulması gerekir. |
58 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/3743 E. 2017/6380 K. (21/11/2017) | FSEK 52 inci maddede düzenlenen yazılı şeklin geçerlilik şartı olması | Davalı vekili, davacının kitaplardaki teşekkür ve ön söz yazılarının iznin varlığını gösterdiğini, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığını ancak, müvekkilinin tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini kaldı ki, davacının uzun süre sessiz kalıp, bu davayı açmasının kötüniyet göstergesi olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, her ne kadar eski hali ile FSEK m. 68 hükmünün eser sahibinin iznini açık bir şekilde şekil şartına bağlamış olmasa da aynı Yasa’nın şekil hususunu düzenleyen 52. m. ile getirilmiş şekil şartının FSEK m. 68 için de geçerli olacağı, kitapların ön sözlerinin, davacının imzasının bulunmaması nedeniyle verilmiş bir izin olarak kabul edilemeyeceği, davanın hakkın kötüye kullanılması olarak da nitelendirilemeyeceği anlaşılmıştır. |
59 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/3602 E. 2017/6977 K. (06/12/2017) | Ajans parasal işlemlerinde görev mahkeme | Davacının ajansına bağlı olarak çalışan oyuncuların davalı şirketin yapımlarında yer aldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Somut olayda, davacı ile davalının tacir olduğu ve aralarında bir ticari ilişkinin bulunduğu açıktır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklanmakta olup, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundan kaynaklanan bir ihtilaf söz konusu değildir. Bu durumda davada asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu hususu göz önüne alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. |
60 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/3594 E. 2017/5991 K. (01/11/2017) | Müzik eserinin mağazada hak sahibinin izni olmaksızın radyo üzerinden alınan yayınla mağaza içerisinde umuma dinletilmesi | Davalı taraf ile davacı arasında dava konusu eserin umuma iletimi konusunda bir lisans sözleşmesi yapılmadığı, davalı işyerinde davacının takip yetkisinde olan “...” adlı müzik eserinin umuma iletiminin davacının FSEK'den kaynaklı mali haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında davalı tarafın işyerinde davacı meslek birliğinin hak sahibi olduğu müzik eserinin yayınını yaptığının tespitine, FSEK 66. maddesine göre ... hak sahibi olduğu müzik eserlerinin davalı işyerinde yayınının durdurulmasına ve yasaklanmasına, FSEK 68. maddesine göre bilirkişi raporunda tespit edilen 3 kat tazminat 3.313 TL olarak tespit edildiğinden ıslah dilekçesi kapsamında 23/12/2005 tarihinden itibaren yürütülecek ticari (reeskont) faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir. |
61 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/3508 E. 2017/5950 K. (01/11/2017) | Müzik eserlerinde olması gereken hususiyetin ölçüsü | 5846 sayılı FSEK uyarınca, bir ürünün eser olarak kabul edilebilmesi için zorunlu objektif ve subjektif unsurları içermesi gerekir. Bir ürünün FSEK anlamında eser sayılmasında zorunlu objektif unsur, o ürünün FSEK’te m. 2-6 arasında sayılan eser türleri arasına girmesi gerekir. Subjektif unsur ise FSEK m. 1/B, ortaya konulan ürünün, daha önce var olan eserlerden farklı olarak, onun yaratıcısının, yani sahibinin hususiyetini, özelliklerini taşımasıdır. Subjektif unsur olan, “sahibinin hususiyetini yansıtma” unsurunda, orjinallik eşiğinin yüksek tutulması ortaya yeni eserler konulmasını oldukça güçleştirecektir. O nedenle bu unsurun geniş yorumlanmasında eser sahipleri ve kamu açısından yarar bulunmaktadır. Bir musiki eser bestesinde, her defasında yeni bir müzik türünün veya melodisi itibariyle daha önce hiç yapılmayan yepyeni bir müzik eserinin oluşturulması gerekmez. Bir eserin oluşturulmasında, daha önce varlığı bilinen eserlerden ilham alınması ve esinlenmesi serbesttir, meğer ki intihal veya taklit bir eser ortaya konulmasın. |
62 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/3475 E. 2017/6314 K. (20/11/2017) | Eser niteliğine sahip olmayan ürünün haksız rekabet çerçevesinde korunması | Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının hak sahibi olduğunu iddia ettiği fuar standı tasarım projesinin teknik ve ilmi mahiyet taşımadığı gibi eser sayılmayı gerektirecek hususiyeti de barındırmadığı, fuar stantları genel itibariyle onu yaratanın bireysel özelliğinin üslubunu göstermekten ziyade genellikle hep aynı genel geçer ve özgün olmayan biçim ve şekillerle ifade olunduğu, bu nedenle eser vasfını haiz olmadığı, davacının fuar standı tasarım projesi ile davalının fuardaki standı arasındaki belirgin benzerlikler bulunduğu, ancak benzerliğin bütün standın tamamı için olmadığı, davacının projesinin %50’sine tekabül eden kısmının davalı standında iltibas yaratacak şekilde kullanıldığı, davalının davacının stand tasarım projesini teknik bir zorunluluktan kaynaklanmayacak şekilde kullanmasının haksız rekabet teşkil ettiği anlaşılmıştır. |
63 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/3450 E. 2017/5394 K. (16/10/2017) | Röportajın haber bülteninde kullanılması | Davanın davalı tarafından davacıya ait kanalda yayınlanan görüntülerin izin alınmadan kullanılması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, somut olayda davalı tarafın kullanımının haber bülteninde ve 92 saniye gibi kısa bir kullanım olduğu, davacının yaklaşık bir saat dört dakikalık programına oranla dava konusu kullanımın küçük bir bölüme ilişkin bulunduğu, dava konu röportajın yayın tarihlerinde konunun çok güncel olması nedeniyle haber değeri taşıdığı, kullanımın da bilgilendirme amaçlı olduğunun aşikar olduğu, davalının kullanımının normal yararlanmaya aykırı olmadığı, davacının hukuki menfaatlerini ihlal edecek nitelikte olmadığı, ancak davalı kullanımının hukuka uygun olarak kabul edilebilmesi için kullanılan eserin, yayının kime ait olduğunun usulüne uygun şekilde belirtilmesi, kaynak gösterilmesinin şart olduğu, somut olayda davalı tarafın yayınında davacının yayınındaki logonun ve ekranın alt kısmındaki yazıların davalı tarafça üzeri bir şekilde kapatılarak gösterilmeyip engellendiği, dolayısıyla kullanılan televizyon görüntülerinin davacıya ait ... logolu televizyon kanalından alındığının izleyici tarafından görülemediği, yayın sırasında, dava konusu görüntülerin ... televizyon kanalından alındığına dair sözlü bir açıklamanın da mevcut olmadığı, bu hususun dava konusu yayın ile ilgili VCD izlendiğinde açıkça görülebildiği, dolayısıyla davalının kullanımının kaynak gösterme koşulunu taşımadığından dolayı hukuka aykırı kullanım olduğu, haber verme, bilgilendirme amaçlı kullanımın istisnasına girmediği anlaşılmıştır. |
64 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/3245 E. 2017/6432 K. (22/11/2017) | FSEK 68. maddesine dayalı telif tazminat hesabına esas olarak Kamu Kurum ve Kuruluşlarınca ödenecek tazminatın hesaplanması | 5846 sayılı FSEK 68. maddesine dayalı telif tazminat hesabına esas olarak Kamu Kurum ve Kuruluşlarınca Ödenecek Telif ve İşlenme Ücretleri Hakkında Yönetmelik esas alınmıştır. Ancak, anılan yönetmelik hükümlerinin ilgili kamu kurumlarınca yayını gerçekleştirilen telif ve işlenme eser ücreti sözleşmesine uygulanabilir olması ve somut uyuşmazlık bakımından ise belirlenecek telif ücretinin 5846 sayılı FSEK 68. maddesi uyarınca rayiç bedel üzerinden kararlaştırılması gerekmektedir. |
65 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/3228 E. 2017/6398 K. (21/11/2017) | Mirasçıların esere ilişkin manevi hakları kullanması | Eser sahibine tanınan manevi haklar miras yoluyla intikal etmez. Öte yandan 5846 sayılı FSEK 19/2 fıkrası uyarınca “Eser sahibinin ölümünden sonra yukarıdaki fıkrada sayılan kimseler eser sahibine 14, 15 ve 16 ncı maddelerin üçüncü fıkralarında tanınan hakları eser sahibinin ölümünden itibaren yetmiş yıl kendi namlarına kullanabilirler.” Başka bir deyişle, manevi haklar miras yoluyla intikal etmemekle birlikte FSEK 19. maddesinde sayılan kimseler, eser sahibinin ölümü üzerine 14, 15 ve 16. Maddelerin üçüncü fıkralarında sayılan manevi hakları yasa gereğince miras hakkından bağımsız olarak kendi namlarına kullanabilirler. |
66 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/2918 E. 2017/4995 K. (03/10/2017) | İzinsiz çoğaltım yapan fotokopicilerin bilgisayardaki sanal nüshalar bakımından da sorumlu olması gerektiği | Davacı vekili; müvekkil şirkete ait yayınların davalılar tarafından fotokopi yoluyla çoğaltılıp, spirallenerek satıldığını, kitapların yayın ve satım haklarının müvekkil şirkete ait olduğunu, davalıların haksız kazanç elde ettiklerini ileri sürerek tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile davalı ...’a ait iş yerinde ele geçirilen kitap adedi ile tazminat hesabı yapılmış ise de davalı ...’a ait bilgisayarda davacı tarafın mali hak sahibi olduğu eserlerin sanal nüshası bulunduğuna göre davalıların davaya konu eserleri izinsiz olarak çoğaltan ve yayan kişiler olduğunun kabulü ile söz konusu eserlerin nitelikleri ve iş yerinin müşteri çevresi dikkate alınmak suretiyle kaç adet eser basılacak satılmış olabileceğinin farazi olarak belirlenmesi amacıyla bilirkişi raporu alınması ve tazminat miktarının saptanması gerekir. |
67 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/2836 E. 2017/4898 K. (02/10/2017) | Fotoğrafların kitapta izinsiz kullanımı | Dava, davacı tarafından meydana getirilen “... City Of The Sultans” adlı kitaptaki fotoğraflardan bazılarının davalı ... tarafından hazırlanıp davalı şirket tarafından yayınlanan “Boğaziçi Kendini Anlatıyor” isimli kitapta izinsiz olarak kullanıldığı iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davalının “Boğaziçi Kendini Anlatıyor” isimli kitabında kullanılan fotoğrafların davacının eseri olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, mahkemenin 18.02.2011 tarihli kararı davacı vekili, davalı şirket vekili ve davalı ... vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 17.09.2013 tarih ve 2011/13392- 2013/15923 E.K. sayılı kararı ile "davalı ... tarafından hazırlanıp davalı şirketçe basılıp, çoğaltılan “Boğaziçi Kendini Anlatıyor” adlı kitapta davacı tarafından meydana getirilip piyasaya arzedilen “... City Of The Sultans” isimli kitaptaki dava konusu fotoğrafların aynen alınarak kullanıldığının bilirkişi raporu ile belirlendiği, bu saptama karşısında, fiziki mülkiyeti davacıya ait olan ve yine davacı tarafından meydana getirilen anılan kitapta da aynen kullanılan dava konusu fotoğrafların davacının izni olmaksızın davalı tarafça çoğaltıldığının kabulünün gerektiği anlaşılmıştır. |
68 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/2487 E. 2017/4977 K. (03/10/2017) | Bilgisayar programının lisanssız olarak kullanılması | Dava konusu bilgisayar programının 5846 sayılı Yasa kapsamında korunması gereken ilim ve edebiyat eseri olduğu, davacının dava konusu bilgisayar programı üzerinde mali hak sahibi bulunduğu, tespit edilen programının USB kit bertaraf edilerek lisanssız olarak kullanıldığı, davalının eyleminin FSEK'nın 22. maddesi hükmü uyarınca davacının çoğaltma hakkının ihlali mahiyetinde olduğu, rayiç bedelin 21.656,30 TL ve FSEK'nın 68. maddesi hükmü uyarınca istenebilecek 3 kat tazminat tutarının ise 64.968,90 TL olduğu, ancak ıslah ile 43.312,90 TL talep edildiği anlaşılmış ve bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. |
69 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/875 E. 2017/3950 K. (21/06/2017) | Senaristin film jeneriğinde isminin yazılmaması | Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında "..." isimli filmin senaryosunun yazılması konusunda sözleşme yapıldığını, filmin afişlerinde, tanıtıldığı web sitesinde ve jeneriklerinde senarist olarak davalı şirketin yetkilisi davalı ...’in gösterildiğini belirterek dava açmıştır. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, senaryonun davacıya ait olduğu, filmin senaryosunun davacıya ait olmasına rağmen jenerik ve tanıtımlarında isminin gösterilmemesinin iş beklentileri bakımından davacıya zarar verdiği, davacının geleceğe yönelik kayıpları karşılığı 22,500 TL belirlendiği, senarist sözleşmesine göre filmin belli izleyici sayısına ulaşması ile ek ödeme yapılmasının öngörüldüğü, filmin vizyondan erken kaldırılmasıyla bu sayıya ulaşılamadığı ileri sürülmüşse de bu izleyici sayısına ulaşmasının mümkün olmaması nedeniyle buna ilişkin talebin reddinin gerektiği gerekçesiyle 2.000 TL manevi tazminatın reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. |
70 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/850 E. 2017/4011 K. (22/06/2017) | Çizgi karakterin izinsiz kullanımı | Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi ...'un 10 kitaplık ... serisini 1968 yılında yarattığını, aynı zamanda ...'yi çizim olarak da bu kitaplarda kullandığını, davalı şirketin müvekkilinin eserinin ismi ve tasarımı olan bu ibareleri ve logoyu adına marka olarak tescil ettirdiğini belirtmiştir. Mahkemece, ... ve çizgi karakteri 5846 sayılı Yasa bakımından ayırt ediciliği bulunan orijinal bir eser ismi ve öykü karakterini oluşturduğundan 5846 sayılı Yasa'nın 1/b, 2 ve 4.maddeleri anlamında bu isim ve karakter üzerinde eser sahibinin eser sahipliğinden doğan hakları mevcut olduğu, 656 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 8 ve 5 maddesine göre "tescil için başvurusu yapılmış markanın başkasına ait kişi ismi, fotoğrafı, telif hakkı veya herhangi bir sınai mülkiyet hakkını kapsaması halinde hak sahibinin itirazı üzerine tescil başvurusunun reddedileceği, tescil edilmiş ise 42. madde gereğince hükümsüzlüğünün istenebileceğinin öngörüldüğü, belirtilen hüküm gereğince davacıların murislerinin eser üzerindeki haklarına dayanarak markanın hükümsüzlüğünü isteme hakları olduğunu, davalı vekili her ne kadar müvekkilinin faaliyetlerinin farklı olduğunu savunmuş ise de telif haklarının korunmasında markalardan farklı olarak speciale prensibi aranmamaktadır. |
71 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2016/410 E. 2017/4100 K. (12/07/2017) | Cayma hakkının kullanılmasından sonraki kullanımlar bakımından sorumluluk | Mahkemece 5846 sayılı FSEK 68. madde kapsamında telif tazminatı hükümleri karşısında taraflar arasında farazi sözleşme ilişkisinin doğmuş bulunmasına, 818 sayılı BK'nın 125. maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunmasına, davacı tarafça keşide edilen 08.07.1999 tarihli cayma ihtarına karşın FSEK 58. madde uyarınca caymaya itiraz davası açılmamak suretiyle ihtarnamenin tebliğinden sonraki davalı tarafça gerçekleştirilen çoğaltma ve yayma eyleminin ihlal oluşturmasına, TMK'nın 50. maddesi uyarınca davalılardan ...'nın (mirasçılarının) ihlal eyleminden sorumlu olacağının tabii bulunmasına göre, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. |
72 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2015/15759 E. 2017/3200 K. (30/05/2017) | Cayma hakkının kullanılması | Somut olayda yapımı tamamlanmış müzik eserlerinde icracı sanatçı olan davacı, eserden doğan tüm haklar ile bağlantılı hakları ihale ile satın almış bulunan davalı şirkete noterden gönderdiği 18.02.2014 tarihli cayma ihbarında, cayma hakkını kullandığını ifade etmiş olmakla ve davalı tarafça dört haftalık hak düşürücü süre içerisinde caymaya itiraz davası açılmadığına göre, mahkemece caymanın haklı olup olmadığı veya kanuna uygun olup olmadığı tartışılmaksızın, devre konu icracı sanatçılıktan kaynaklanan tüm mali hakların davacıya dönmüş olduğunun ve davacının icracı sanatçılıktan doğan mali haklara tekrar sahip olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken, yerel mahkemece, caymanın haklı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bu sebeple davacı yararına bozulması gerekmiştir. |
73 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2015/15748 E. 2017/2889 K. (15/05/2017) | Web sitesi yapımınındaki anlaşmazlığın fikri sınai haklar mahkemesinde görülmesi gereken bir dava olmadığı | Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile yapmış olduğu web sitesi tasarım sözleşmesi gereğini davalının yerine getirmediğini, siteyi sözleşmede belirtilen süreden çok sonra teslim ettiği, ayrıca ayıplı olarak teslim ettiğini belirtmiştir. Dava, taraflar arasında web sitesi tasarımı yapılmasına ilişkin sözleşmenin feshi nedeni ile tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece işin esasına girilerek karar verilmiş ise de, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, web sitesi tasarım sözleşmesinin feshinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olduğu, 5846 sayılı Fikir Sanat Eserleri Kanunu kapsamında ve fikri sınai haklar mahkemesinde görülmesi gereken bir dava ve uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın TBK hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi ve mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekir. |
74 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2015/14826 E. 2017/2375 K. (24/04/2017) | Görevli mahkeme | Davacı vekili, müvekkilinin ...'de faaliyetlerini yürüten bilişim sektöründe hizmet veren bir şahıs olduğunu...isimli alan adlarını 1996 yılında kendi adına tescil ederek kullanım haklarını aldığını ve ücretini düzenli olarak ödediğini, alan adlarını davalıların hukuka aykırı olarak ele geçirdiğini iddia etmiştir. Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; 5846 sayılı Yasa’nın 76. maddesinde açıkça belirtildiği üzere Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun düzenlediği hukuki ilişkilerden doğan davalarda davanın konusuna ve miktarına bakılmaksızın ihtisas mahkemelerinin görevli olduğu, dava konusunun web sitelerinin iadesine ilişkin olup marka, patent, tasarım veya eser gibi fikri haklarına dayalı bir ihlal olmadığı, genel mahkemelerde çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. |
75 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2015/14760 E. 2017/2546 K. (02/05/2017) | Mimari projenin tadili | Mahkemece, yapılan yargılamada, davacının, davalı şirkete ait fabrika binasının ruhsat alınması aşamasında çizilen projesinin müellifi olduğu, davacı tarafından çizilen bu projenin, FSEK'nin 21. maddesi anlamında 'bedii vasfı olmayan plan ve proje' olarak kabul edilebileceği, davalı şirketin, fabrika binasının projesinin hazırlanması için sözleşme yaptığı, davacının da eski ortağı ve yetkilisi olduğu dava dışı şirketin, ihtarlarına rağmen uygulama projesini teslim etmemesi sebebiyle uygulama projesini diğer davalıya çizdirdiği, davacının anılan dava dışı şirketin eski ortağı olması ve ayrıca yine davalı şirketin, fabrika binasının yapı denetim işini verdiği dava dışı şirketin yetkilisi olması sebebiyle projelerin tesliminden haberdar olmadığının kabul edilmeyeceği, davalının çizdiği projenin ilk projenin işlenmesi sonucu oluşturulduğu, ancak tadilat projesinin binaların inşası için zorunlu olduğundan davacının 5846 sayılı FSEK'ten kaynaklanan işleme ve çoğaltma hakkının istisnasını oluşturduğu, bu nedenlerle davalıların eyleminin davacının eserden kaynaklanan mali ve manevi haklarının ihlaline neden olmayacağına karar verilmiştir. |
76 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2015/14060 E. 2017/2709 K. (08/05/2017) | Fotoğrafın izinsiz kullanılması | Davacı vekili, müvekkilinin fotoğraf sanatçısı olduğunu, doğa fotoğrafları ve bilhassa havadan çekilen fotoğraflar konusunda kariyer yaptığını belirterek fotoğraf eserlerinin davalı dergisinde izinsiz yayınlandığından bahisle tazminat talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma, çelişkinin giderilmesi için alınan ve benimsenen bilirkişi kök ve ek raporu ve tüm dosya kapsamına göre dava konusu fotoğrafların hususiyet taşıdığı ve eser mahiyetinde olduğu kabul edilerek talebin kabulüne karar verilmiştir. |
77 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2015/13119 E. 2017/1177 K. (28/02/2017) | Tarife bedelinin 3 katı tazminat | İşletme dahilinde umuma açık müzik yayını yapılması için kurulu bulunan gözle görülebilir bir ses ve yayın düzeneği olduğu, tespit sırasında işletmenin 800 m² civarında oyuncak satışı yapan mağaza olarak hizmet verdiği, müzik yayını ise üst kat ofis bölümünde bulunan bilgisayardan ve işletme geneline yerleştirilmiş 13 adet hoparlör ile iş yerinin geneline müzik yayını yaptığı, FSEK 41 anlamında umuma açık mahal olduğu, davalının eserlerin çalınması hususunda meslek birliğinden herhangi bir izin aldığına ilişkin belge ibraz etmediği, FSEK 68 hükmü uyarınca 1.429,50 TL'nin 3 katı 4.288,50 TL tazminata hükmedilmesi gerektiği nedenleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir. |
78 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2015/12775 E. 2017/573 K. (06/02/2017) | Meslek birlikleri ancak, hak sahibinin kendisi dava açtığında talep edebileceği rayiç bedele göre tazminat talep edebilir. | Somut uyuşmazlıkta, mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişiler tarafından ihlal süresi ve emsal rayiç bedeli dikkate alınmak suretiyle ve her bir meslek birliği için ayrı ayrı hesaplama yapılması isabetliyse de, bu hesaplama yöntemi, davacı ... birliklerinin anılan dönemlere yönelik tarifeleri bakımından ve doğrudan hak ihlali söz konusu olmadığı hallerde geçerlidir. Oysa, bu davada sadece hakları ihlal edilen sanatçıların uğradığı zararın tespit ve tazmini suretiyle tecavüzün ref'ine karar verilmesi gerekir. Dolayısıyla, davacı ... birliklerinin, mali haklara tecavüz nedeniyle dava açma hak ve yetkisi, ancak üyesi bulunan eser sahibi, yapımcı ve icracı sanatçıların bizzat kendileri tarafından mütecaviz aleyhine doğrudan dava açmaları halinde FSEK 68. maddesi hükmü uyarınca talep edebilecekleri rayiç bedelden oluşacak telif tazminatı miktarı ile sınırlıdır. Bunun dışında davacı ... birliklerinin kullanıcılar ile kendileri arasında sözleşme yapılabilmesi için idaresini sağladıkları tüm üyelerine ait haklara ilişkin olarak 5846 sayılı FSEK 42/A maddesi uyarınca belirledikleri ücret tarifeleri üzerinden aynı Kanun'un 68. maddesi uyarınca telif tazminatına hükmedilmesine ilişkin talep ve dava hakkı bulunmadığı gibi, meslek birliklerinin her yıl belirledikleri tarifelerdeki bedeller de bu davada doğrudan uygulanabilir nitelikte değildir. FSEK'in 76. maddesindeki karine de sadece hakları ihlal olunan ve kendisini temsilen dava açılan meslek birliği üyelerinin yetki devri yaptığı, tüm eser ve icralar ile tecavüzün gerçekleştiği fonogramlarda tespiti yapılmış olan diğer eserlere yönelik olarak uygulanabilir. Bu bakımdan, mahkemece oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetinden yukarıda açıklanan esaslar kapsamında rapor alınarak FSEK'in 68. ve 76. maddeleri hükmüne uygun bir şekilde telif ücreti takdiri gerekir. |
79 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2014/17229 E. 2015/3400 K. (12/03/2015) | Meslek birlikleri ancak, hak sahibinin kendisi dava açtığında talep edebileceği rayiç bedele göre tazminat talep edebilir. | Somut uyuşmazlıkta, mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişiler tarafından ihlal süresi ve emsal rayiç bedeli dikkate alınmak suretiyle ve her bir meslek birliği için ayrı ayrı hesaplama yapılması isabetliyse de, bu hesaplama davacı meslek birliklerinin anılan dönemlere yönelik tarifeleri bakımından ve doğrudan hak ihlali söz konusu olmayan tüm üyelerini de kapsayacak şekilde belirlenmiştir. Oysa, yukarıda da açıklandığı üzere 5846 Sayılı FSEK'nun 42,52 ve 68. maddelerine dayalı olarak açılan bu davada hakları ihlal edilen sanatçılar için uğranılan zararın tazmini suretiyle tecavüzün ref'i gerekir. Dolayısıyla, davacı meslek birliklerinin mali haklara tecavüz nedeniyle dava açma hak ve yetkisi ancak üyesi bulunan eser sahibi, yapımcı ve icracı sanatçılar tarafından mütecaviz aleyhine doğrudan dava açılması halinde FSEK 68. maddesi hükmü uyarınca talep edebilecekleri rayiç bedelden oluşacak telif tazminatı miktarı ile sınırlıdır. Bunun dışında davacı meslek birliklerinin kullanıcılar ile kendileri arasında sözleşme yapılabilmesi için idaresini sağladıkları tüm üyelerine ait haklara ilişkin olarak 5846 sayılı FSEK 42/A maddesi uyarınca belirledikleri ücret tarifeleri üzerinden aynı Kanun'un 68. maddesi uyarınca telif tazminatına hükmedilmesine ilişkin talep ve dava hakkı bulunmadığı gibi, meslek birliklerinin her yıl belirledikleri tarifelerdeki bedeller de bu davada doğrudan uygulanabilir nitelikte değildir. FSEK'nun 76. maddesindeki karine de sadece hakları ihlal olunan ve kendisini temsilen dava açılan meslek birliği üyelerinin yetki devri yaptığı, tüm eser ve icralar ile tecavüzün gerçekleştiği fonogramlarda tespiti yapılmış olan diğer eserlere yönelik olarak uygulanabilir. Bu bakımdan, mahkemece oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetinden yukarıda açıklanan esaslar kapsamında rapor alınarak, FSEK'nun 68. ve 76. maddeleri hükmüne uygun bir şekilde telif ücreti takdiri gerekir. |
80 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2013/7917 E. 2013/22969 K. (16/12/2013) | Meslek birlikleri ancak, hak sahibinin kendisi dava açtığında talep edebileceği rayiç bedele göre tazminat talep edebilir. | Dairemizin 05.12.2013 tarih 6301/22126 sayılı kararında da açıklandığı üzere davacılar...'in seslendirdiği "Susma" ve The Black Eyed Peas grubunun seslendirdiği "Boom Boom Pow" isimli eserlerin izinsiz olarak çalındığı iddiasıyla işbu davayı açtığına göre mahkemece, 5846 sayılı FSEK'nun 69'uncu maddesi uyarınca tecavüzün önlenmesi kararı verilmesi yerinde ise de, tespit edilen mali haklara tecavüz eylemi nedeniyle 5846 Sayılı FSEK 68. maddesi uyarınca istenilen telif bedelinden doğan zararın hesabında, icraları izinsiz olarak temsil olunan sanatçı ve Fonogram yapımcıları yönünden aynı Kanun'un 80, 52 ve 68. maddeleri ile 76/son maddesine göre, sadece söz konusu icracı sanatçıların davacı meslek birliğine mali hakları takip yetkisini verdikleri tüm icra ve Fonogramlarının haksız kullanıldığına dair aksi kanıtlanamayan karinenin gerçekleştiği dikkate alınarak FSEK 68. maddesi uyarınca ödenmesi gereken telif bedelinin belirlenmesi suretiyle tazminata hükmedilmesi gerekirken, davacı meslek birliklerine üye tüm icracı sanatçıları ve Fonogram yapımcıları kapsayacak şekilde ve meslek birliklerinin bir yıllık tarifeleri dikkate alınarak sözleşme ücretine hükmedilmesi doğru görülmeyip kararın bu nedenle de davalı yararına bozulması gerekmiştir. |
81 | Yargıtay 11. Hukuk Dairesi | 2009/12371 E. 2011/5325 K. (02/05/2011) | Meslek birlikleri ancak, hak sahibinin kendisi dava açtığında talep edebileceği rayiç bedele göre tazminat talep edebilir. | Davalı tarafın fiilen gerçekleştirdiği tespit edilen mali haklara tecavüz eylemi nedeniyle 5846 sayılı FSEK 68. maddesi uyarınca istenilen telif bedelinden doğan zararın hesabında, icraları izinsiz olarak temsil olunan sanatçılar yönünden aynı Kanun’un 80, 52 ve 68. maddeleri ile 76/son maddesine göre, sadece söz konusu icracı sanatçıların davacı meslek birliğine mali hakları takip yetkisini verdikleri tüm eserlerinin haksız kullanıldığına dair aksi kanıtlanamayan karinenin gerçekleştiği dikkate alınarak ihlalin tespit edildiği tarihle dava tarihi arasında FSEK 68. maddesi uyarınca ödenmesi gereken telif bedelinin belirlenmesi suretiyle tazminata hükmedilmesi gerektiği gözetilmelidir. |