- 12 Eylül 2006 tarihli, C-479/04 sayılı Laserdisken Kararı
Laserdisken, Danimarka’daki satış noktaları aracılığıyla bireysel alıcılara sinematografik eserlerin kopyalarını satan bir ticari şirkettir. 2002 yılı sonuna kadar, bu kopyalar çoğunlukla diğer Avrupa Birliği üyesi ülkelerden ve aynı zamanda üye olmayan ülkelerden ithal edilmiştir. Ürünler orijinal Amerikan sürümleri ya da özel teknikler kullanılarak çekilmiş sürümler gibi özel sürümleri içermektedir Ürün çeşidinin önemli bir kısmını Avrupa’da bulunamayan ya da bulunamayacak olan sinematografik eserler oluşturmaktadır. 19 Şubat 2003 tarihinde, yukarıda bahsedilen mevzuat değişikliğini takiben faaliyetlerinde önemli bir düşüş kaydeden Laserdisken, 2001/29 sayılı Direktifin 4 (2) Maddesinin aktarılması bağlamında tadil edilmiş telif hakkı yasasının 19. maddesinin uygulanmadığı iddiasıyla, Østre Landsret (Doğu Bölge Mahkemesi ) Kulturministeriet aleyhinde yasal işlem başlatmıştır.
Østre Landsret, 2001/29 sayılı Direktifin 4 (2) Maddesinin geçersiz olup olmadığını ve 2001/29 sayılı Direktifin 4. Maddesinin (2) Üye Ülkenin kendi mevzuatında uluslararası tükenmeyi sürdürmesini engelleyip engellemediğini sormaktadır.
Mahkeme ilk sorunun değerlendirilmesinin, Bilgi Toplumunda Telif Hakları ve Bağlantılı Hakların Belirli Yönlerinin Uyumlaştırılması hakkında 22 Mayıs 2001 tarihli ve 2001/29/AT sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Direktifinin 4(2) Maddesinin geçerliliğini etkileyen herhangi bir bilgi ortaya çıkarmadığına karar vermiştir. Ayrıca, Mahkeme, 2001/29 sayılı Direktifin 4 (2) Maddesinin, Avrupa Topluluğunun dışında, hak sahibi veya rızasıyla piyasaya sürülen bir çalışmanın orijinaline veya kopyalarına ilişkin olarak yayma hakkının tükenmesini öngören ulusal kuralların önüne geçmesi olarak yorumlanması gerektiğine hükmetmiştir.
- 21 Haziran 2012 tarihli, C-5/11 sayılı Donner Kararı
Sayın Donner, Alman vatandaşı ve In.Sp.Em.’nin yöneticisi ve hissedarı idi.Srl (‘Inspem’), Bologna’da (İtalya) kurulmuş bir nakliye şirketidir ve genellikle işlerini Almanya’daki ikamet yerinden yürütmektedir. Inspem, yine Bolonya’da kurulan ve merkez ofisi Inspem’e çok yakın olan Dimensone Direct Sales Srl ( ‘Dimensone’) tarafından satılan ürünlerin taşınmasını sağlamıştır. Dimensione Almanya’da satış için gerekli lisansa sahip olmadan, Almanya’da yaşayan müşterilerine sözde ‘Bauhaus’ stili mobilyalar sunmak ve satmak için gazetelerde reklam ve ekler, doğrudan tanıtım mektupları ve Almanca internet sitesi kullanmıştır. Münih Eyalet Mahkemesinin bulgularına göre, adı geçen öğelerin tümü Almanya’da uygulamalı sanat eseri gibi telif hakkı korumalıdır. Ancak, 1 Ocak 2005’ten 15 Ocak 2008’e kadar İtalya’da herhangi bir telif hakkı koruması veya alternatif olarak üçüncü taraflara karşı uygulanabilir hiçbir telif hakkı koruması bulunmamaktaydı. Dimensione tarafından satılan dava konusu mobilyalar, alıcının adı ve adresinin belirtildiği ambalajlarında Dimensione’nin Sterzing’teki (İtalya) dağıtım deposunda tutulmuştur. Genel satış koşullarına göre, Almanya’da ikamet eden müşteriler sipariş ettikleri malları kendileri getirmek istemediklerinde, ya da kendi nakliyecilerini görevlendirildiklerinde, Dimensione, Inspem’e talimat verilmesini tavsiye etmiştir. Ana uyuşmazlık davalarında, müşteriler, Inspem’e satın aldıkları mobilyaları taşıma talimatı vermiştir. Inspem şoförleri depodaki Sterzing’teki depodaki eşyaları almıştır ve ilgili satın alma bedelini Dimensione’a ödemiştir. Inspem, satın alma bedelini ve nakliye giderlerini Almanya’da sipariş veren kişiden teslimat sırasında almıştır. Müşteriler ürünün teslimatı için ödeme yapmadığında ya da ürünü kabul etmediğinde, ürünler Inspem’e önceden ödenen tutarı iade eden ve nakliye ücretini de ödeyen Dimensione’a geri dönmüştür. Münih Eyalet Mahkemesine göre, Sayın Donner, Alman Telif Hakkı Yasasının 106. ve 108a bentlerinin ve aynı zamanda Ceza Kanunu’nun 27. bendine aykırı olarak, telif hakkıyla korunan eserlerin yasaklanmış ticari kullanımına yardım ve yataklık suçunu işlemiştir. Dimensone’un korunan eserlerin kopyalarını Almanya’da yaymış olduğu ortaya çıkmıştır. Alman Telif Hakkı Yasasının 106. bendi kapsamındaki yayma hususu, satılan malların mülkiyetinin ve aynı zamanda satıcıdan alıcıya devredilme yetkisinin de devredilmesini gerektirmiştir. Ana uyuşmazlıkta, İtalyan yasalarına göre mülkiyetin satıcıdan alıcıya devri İtalya’da, fikir birliği ve Sterzing’te bulunan depodaki malların bireyselleştirilmesi sonucu gerçekleşmiştir. Bununla birlikte, malların üzerindeki tasarruf yetkisinin devri, Sayın Donner’ın yardımıyla Almanya’daki satın alma bedelinin ödenmesi üzerine mallar alıcıya devredilene kadar gerçekleşmemiştir. Bu nedenle mobilyaların İtalya’da telif hakkı korumasına sahip olup olmadığı konusu davayı etkilememiştir. Münih Eyalet Mahkemesi, telif hakkı kanundan anlaşılan malların serbest dolaşımı hususundaki kısıtlamayı endüstriyel ve ticari mülkiyetin korunması gerekçesiyle haklı bulmuştur. Sayın Donner, bu kararlara karşı Federal Mahkemeye temyiz başvurusunda bulundu.
Federal Mahkeme (Bundesgerichtshof), malların serbest dolaşımını hükmeden Avrupa Birliğinin İşleyişi Hakkındaki Anlaşmanın 34. ve 36. Maddelerinin, Ulusal Ceza Kanunun uygulanmasının sonucu olarak, Almanya’da telif hakkı korumasında olan eserin sınır ötesinde satışı durumunda, AB üyesi bir ülkeden Almanya’ya getirilen ve tasarruf yetkisi Almanya’da devredilen ancak malikliğin devrinin telif hakkı korumasının bulunmadığı ya da uygulanabilir olmadığı diğer üye ülkede gerçekleştiği telif hakkı korumasına tabi olan eserlerin, izin verilmeden yayılmasına yardım ve yataklık suçunun önüne geçtiği şeklinde yorumlanıp yorumlanmadığını sormuştur.
Mahkeme, belirtilen üye devletlerde ikamet eden vatandaşlara doğrudan reklam yapan ve spesifik bir sevkiyat sistemi ve ödeme metodu oluşturan veya sağlayan ya da üçüncü kişilerin bunları gerçekleştirmesine müsaade eden böylelikle bu vatandaşlara aynı üye devlette telif hakları korunan eserlerin kopyalarının sevkiyatını sağlayan tüccarların, Bilgi Toplumunda Telif Hakları ve Bağlantılı Hakların Belirli Yönlerinin Uyumlaştırılması hakkında 22 Mayıs 2001 tarihli ve 2001/29/AT sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Direktifinin 4(1) Maddesi kapsamında, sevkiyatın gerçekleştirildiği ülkede, kamuya dağıtım yaptığına hükmetmiştir. Ayrıca Mahkemeye göre, Avrupa Birliğinin İşleyişi Hakkındaki Anlaşmanın 34. ve 36. Maddeleri, ceza kanunu kapsamında üye devletin, telif hakkı koruması bulunan eserlerin kopyalarının izinsiz yayılmasına yardım ve yataklık suçu için soruşturma açılmasının önüne geçmediği şeklinde yorumlanmalıdır.
- 22 Ocak 2015 tarihli, C-419/13 sayılı Art & Allposters Kararı
Pictoright telif hakkı sahibi üyelerinin çıkarlarını koruyan Hollanda’da bulunan bir Meslek Birliğidir. Allposters müşterilerine posterler, çerçeveli afişler, tahta üzerinde posterler ve tuvaller üzerine resimler şeklinde reprodüksiyon ürünler sunmaktadır. Tuval üzerine bir görüntü üretmek için seçilen işin tasviri için öncelikle sentetik kaplama (laminant) bir kağıt poster üzerine uygulanır. Sonra, poster üzerindeki görüntü kağıttan tuvale kimyasal bir işlem aracılığıyla aktarılır. Sonunda, bu tuval ahşap bir çerçeve üzerinde gerilir. İşlem sırasında eserin görüntüsü kağıt üzerinden kaybolur. Allposters bunu ve sonucunu “tuval transferi “ gibi gösterir. Pictoright, Allposters’ın faaliyetlerinin durdurulmasını talep ederek ve yasal yollara başvuracağını söyleyerek, telif hakkı sahiplerinin ya da müşterilerinin rızası olmaksızın, telif hakkı koruması bulunana eserleri çoğaltan tuval transferinin satışına karşı çıkmıştır. Allposters bu talebe cevap vermeyi reddetmiştir ve Pictoright hak sahiplerinin telif hakkı ve manevi haklarının doğrudan veya dolaylı olarak ihlal edilmesinin durdurulmasını talep ederek Rechtbank Roermond’da (Roermond Bölge Mahkemesi) Allposters aleyhine dava açmıştır. 22 Eylül 2010 tarihli karar ile Roermond Bölge Mahkemesi davayı bozmuştur. Sonrasında Pictoright, bu kararı s-Hertogenbosch Bölge Adliye Mahkemesine (İstinaf Mahkemesi) temyiz etmiştir, Mahkeme 3 Ocak 2012 tarihli karar ile bir önceki kararı iptal etmiştir ve Pictoright’ın birçok talebini savunmuştur. Allposters kararın iptali için temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Hoge Raad der Nederlanden, 2001/29 sayılı Direktifin 4 (2) Maddesinde belirtilen yayma hakkının tükenmesi kuralının, korunan bir eserin, telif hakkı sahibinin rızasıyla Avrupa Birliği’nde piyasaya sürüldükten sonra, bu reprodüksiyonun bir kâğıt posterden tuvale aktarılması gibi ortamını değiştirmesi ve yeni haliyle yeniden piyasaya sürülmesi durumunda geçerli olup olmadığını sormaktadır.
Mahkeme, Bilgi Toplumunda Telif Hakları ve Bağlantılı Hakların Belirli Yönlerinin Uyumlaştırılması hakkında 22 Mayıs 2001 tarihli ve 2001/29/AT sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Direktifinin 4(2) Maddesinin, bu direktifte öngörülen yayma hakkının tükenmesi kuralının, telif hakkı sahibinin rızası ile Avrupa Birliği içerisinde piyasaya sürüldükten sonra kâğıt posterden tuvale aktarılması gibi ortamını değiştirmesi ve yeni haliyle yeniden piyasaya sürülen ve telif hakkı korunan bir eserin çoğaltılması durumunda geçerli olmadığı şeklinde yorumlanması gerektiğine hükmetmiştir.
- 13 Mayıs 2015 tarihli, C-516/13 sayılı Mahkeme Kararı, Dimensione Direct Sales Srl
Ana şirketi Knoll Inc. olan Knoll Grup’a ait olan Knoll’un Pennsylvania’da (ABD) kendi merkezi vardır. Bu grup yüksek değerli mobilyalar üretmekte ve dünya çapında satmaktadır. Knoll, ana şirketi tarafından sahip olunan Almanya’da korunan tasarımlarda münhasır telif haklarını savunmakla yetkilidir. Genel Müdürü Sayın Labianca olan Dimensione özel bir limited şirkettir. Dimensione tasarım mobilyalarını Avrupa’da doğrudan satışla dağıtmakta ve kendi web sitesi üzerinden mobilya satmaktadır. 2005 ve 2006 yıllarında kendi internet sitesinde Dimensione Almanya’daki günlük gazetelerde, dergilerde ve reklam broşürlerinde yer alan ve korunan tasarımların benzerlerinin reklamını yapmıştır. Dimensione tarafından satışa sunulan mobilyaların, korunan tasarımların taklitleri veya sahte modelleri olduğu düşünüldüğü için Knoll, Dimensione ve Sayın Labianca’ya karşı bu ürünlerin Almanya’da satışının yasaklanmasını talep ederek Landgericht Hamburg’da (Bölge Mahkemesi, Hamburg) dava açtı. Landgericht Hamburg, Knoll’un başvurusunu kabul etti. Dimensione tarafından yapılan temyiz başvurusunda görevli Hanseatisches Oberlandesgericht Hamburg (Hamburg Yüksek Bölge Mahkemesi), birinci derece mahkemenin verdiği kararı onayladı. Dimensione ve Genel Müdür Labianca, Federal Mahkemeye (sevk edilen mahkeme) temyiz başvurusunda bulundu.
Divan, esas itibariyle, 2001/29 sayılı Direktifin 4(1) Maddesinin, korunan eseri yayma hususunda münhasır hak sahibine, AB içindeki alıcı tarafından korunan ürünlerin satışını arttıran reklam ya da teklifler belirtilmese bile, özgün eserin veya nüshasının reklam ya da satışa çıkarılmasının önlenmesine izin verdiği şeklinde yorumlanıp yorumlanmadığını sormaktadır.
Mahkeme, Bilgi Toplumunda Telif Hakları ve Bağlantılı Hakların Belirli Yönlerinin Uyumlaştırılması hakkında 22 Mayıs 2001 tarihli ve 2001/29/AT sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Direktifinin 4(1) Maddesinin korunan eseri yayma hususunda münhasır hak sahibine, AB içindeki alıcı tarafından korunan ürünlerin satışını arttıran reklam ya da teklifler belirtilmese bile, bu reklamların, eserlerin telif hakkı korumasının bulunduğu üye devletlerdeki tüketiciler için bir davet olduğundan dolayı, özgün eserin veya nüshasının reklam ya da satışa çıkarılmasının önlenmesine izin verdiği şeklinde yorumlanmasına hükmetmiştir.
10 Kasım 2016 tarihli C-174/15 sayılı Karar (Vereniging Openbare Bibliotheken),
17 Nisan 2008 tarihli, C-456/06 sayılı Karar
Cassina sandalye üretmektedir. Cassina’nın koleksiyonu Charles-Édouard Jeanneret (Le Corbusier) tasarımlarına göre üretilen mobilyaları içermektedir. Peek & Cloppenburg Almanya’da erkek giyim ve kadın giyim mağazaları işletmektedir. Mağazalarından birinde müşterileri için Casinadan koltuklar ve kanepeler ile donatılmış bir dinlenme alanı kurmuştur. Peek & Cloppenburg outletinin vitrinine, Casina koltuğu ile aynı olan bir koltuk koymuştur. Bu mobilyalar Cassina’dan alınmamıştır ve Cassina’nın rızası olmadan Bologna’da (İtalya) bir işletme tarafından üretilmiştir. Sevk edilen Mahkemeye göre, bu tarz mobilyalar, mobilyanın üretildiği ülkede telif koruması kapsamında değildir. Cassina, bu uygulamadan vazgeçilmesi ve bu mobilyaların dağıtım kanalları hususunda bilgi verilmesi konusunda karar alınması talebinde bulunarak, Landgericht Frankfurt’ta (Frankfurt Bölge Mahkemesinde) dava açmıştır. Ayrıca Cassina, Peek & Cloppenburg’un tazminat ödemesi yönünde bir talebinde bulunmuştur.
Bundesgerichtshof (Federal Mahkeme), yargılamanın devam etmesine ve ön karar için Mahkemeye iki soru yöneltmeye karar vermiştir. 1(a) ve (b) sorularıyla, Divan, 2001(29) sayılı Direktifin 4(1) Maddesinde, özgün eserin veya kopyasının satış veya diğer yollarla kamuya dağıtımı kavramının, mülkiyet hakkının devrini gerektiren kullanıma izin verilmeksizin, telif hakkı korumasında olan bir eserin reprodüksiyonlarını kullanma hakkının tanınmasını ve ikinci olarak da bu eserleri kullanma hakkı devredilmeden bu çoğaltmaların kamuya sunulmasını içermektedir şeklinde yorumlanıp yorumlanmadığını sormuştur. İkinci soru incelenmemiştir.
Mahkeme aşağıdaki şekilde karar vermiştir:
ilgi Toplumunda Telif Hakları ve Bağlantılı Hakların Belirli Yönlerinin Uyumlaştırılması hakkında 22 Mayıs 2001 tarihli ve 2001/29/AT sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Direktifinin 4(1) Maddesi uyarınca, bir eserin aslı veya bir kopyasının satış veya diğer yollarla kamuya dağıtılması kavramı, sadece o nesnenin mülkiyetinin devredildiği durumlarda geçerlidir. Sonuç olarak, ne telif hakkıyla korunan bir eserin çoğaltımını kullanma hakkını kamuya vermemesi ne de bu hakların kullanılmasına izin verilmeksizin bu çoğaltmaların kamuya sunulması böyle bir dağıtım şekli oluşturabilir.
2001/29 sayılı Direktifin 4(1) Maddesinde geçen ‘satış ya da başka yollarla’ yayma kavramı, WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü) Telif Hakkı Anlaşması ve WIPO İcralar ve Fonogramlar Anlaşmasındaki tanımlar ışığında yorumlanmalıdır. Bu Antlaşmalar, yayma kavramını münhasıran mülkiyet devriyle ilişkilendirir.
Telif Hakkı Anlaşması ve 2001/29 Direktifinde yayma hakkının tükenmesi ile ilgili hükümlerden de aynı sonuç çıkmaktadır. Bu nedenle, Direktifin 4(2) Maddesine göre yayma hakkı, eserlerin asılları veya nüshaları bakımından hak sahibi tarafından veya onun izniyle Topluluk içinde yapılan ilk satışı veya mülkiyetinin diğer yollarla devri durumu dışında Topluluk içinde tükenmediği için, aynı yorum Madde 4(1)’deki ‘başka yollarla’ kavramı için de yapılmalıdır, çünkü iki hüküm beraber bir bütün oluşturmaktadır.
Bu bulgular, 2001/29 sayılı Direktif’in başlangıcında 9’dan 11’e kadar olan ifadelerden etkilenmez. Bu durum, telif haklarının uyumlaştırılmasının yüksek düzeyde bir korumaya dayanması gerektiğini ve eser sahiplerinin çalışmalarının kullanımı için uygun bir bedel almaları gerektiğini belirtir ve telif haklarının korunmasına yönelik sistemin özenli ve etkili olması gerekmektedir. Bu koruma, yalnızca Topluluk Meclisi tarafından getirilen çerçevede sağlanabilir. (bkz. 31-38, 41. paragraflar)